Basınımızın sıklıkla değindiği bir konu olan Araç Muayene İstasyonları/Hizmetinin Özelleştirme İdaresi’nce ihaleye açılmış olması, Anayasal bir hüküm olan kamu hizmetlerinin kamu tarafından verilmesi gerekliliğini dışlamaktadır. Bu itibarla özelleştirmeye ilişkin kanun kapsamı dışına çıkılmaktadır. Bunun yanında bir kamu hizmetinin ticarileştirilerek özel ellerde tekele dönüştürülmesi ile toplumun can ve mal güvenliği tehdit edilmektedir. 300.000.000 dolar gelir getirebilen araç muayene istasyonlarının alt yapısının tamamlanması için gereken 100.000.000 dolar kaynak ayrılmamakta, bu gelir yerli ve yabancı sermayeye aktarılarak kamu zarara uğratılmaktadır. İhale üzerlerinde kaldığı takdirde araç imal eden ve servis hizmeti veren firmaların kendi imalatlarına onay vermelerine imkan tanınarak otomotiv sektöründe tekel yaratılmakta, tüketiciler otomobillerinin bakımını bu firmalara yaptırmak zorunda bırakılmaktadır.. Türkiye iki bölgeye ayrılarak muayene olanakları kısıtlanmakta, denetimsiz/muayenesiz araçların neden olacağı yeni trafik kazalarına davetiye çıkarılmaktadır. Ayrılmaz bir bütün olan araç, yol bakım ve trafik denetim süreçleri parçalanarak ulaşım güvenliği ortadan kaldırılmaktadır. Devletin görevlendirme ve yedekleme planlarında yer alan araçlar ile tüm araçlara ilişkin adli tatbikat bilgileri özel muayene kuruluşlarına iletilerek ülke ve toplum güvenliği tehdit altına sokulmaktadır. Bu nedenlerle ve aşağıdaki gerekçelerle Odamız özelleştirme ihalesinin ve ilgili yönetmeliğin iptali için İdari Yargı yoluna başvurmuştur.
Araç muayenesi Özelleştirme Kanunu kapsamı dışındadır
Araç muayene hizmeti, ülkemizdeki trafik sorunsalı da düşünüldüğünde, kamu/toplum yararı niteliğindeki hizmetler arasındadır. Bu niteliğiyle söz konusu hizmet, özelleştirmelerin yasal dayanağı olan, 4046 sayılı “Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine Dair Kanun” kapsamına girmemektedir. Buna karşın özelleştirme kapsam ve programına alınan araç muayene hizmetinin özelleştirme sürecinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) yasal çerçeveye uygun davranmamış ve ayrıca Özelleştirme Yüksek Kurulu “sürecin 12 ayda tamamlanması” koşulunda öngörülen sınırlayıcı süreye uymayarak, 25.09.2004 tarihinde sona eren bu süreyi aşmıştır. Dolayısıyla bu tarihten sonra ÖİB’in yaptığı her türlü işlem yok hükmünde sayılmalıdır.
Araç muayenesinin özelleştirilmesi kamu alanında yeni tekel yaratacaktır
ÖİB’in ihale ilanında ve yapılan yasal düzenlemelerde; ihaleye katılacaklara ilişkin herhangi bir kriter ya da ihaleye katılacakların yalnızca araç muayene işiyle iştigal edebileceklerine ilişkin bir koşul öngörülmemektedir. Bu belirsizlik nedeniyle araç imal eden firmalar da ihaleye katılabilecektir. Böylece araç imal eden firmaların kendi imalatlarına onay vermelerine imkan tanınacaktır. Bu durum; AB standartlarında bir muayene kuruluşunda olması gereken ve TS-EN 45004 standartlarında öngörülen tarafsızlık ve bağımsızlık kriterine aykırı bulunmaktadır.
Piyasaya girecek yeni tekel haksız rekabetin yanısıra mutlak piyasa egemenliği kuracaktır
Özelleştirme, araç imal eden bir firmanın ihaleyi kazanması halinde; araç muayenelerinde sorun yaşamak istemeyen araç sahiplerini, firmanın imal ettiği araçları almaya, araçlarının bakımını bu firmalara yaptırmaya yöneltecek; bu firmalara otomotiv sanayiine ilişkin araştırma ve geliştirme çalışmalarını yerinde ve birebir yürütme ayrıcalığı tanınarak, gerekli veriler sunulacak, dolayısıyla ihaleyi alan firma diğer araç imal eden firmalardan üstün konuma gelerek, üretim piyasasında mutlak tekel oluşturacaktır.
Kamu alanının sermayeye devredilmesi ülke güvenliği ile ilgili sakıncalı sonuçlar doğuracaktır
Araç Muayene Hizmetinin özelleştirilmesi ile devletin görevlendirme ve yedekleme planlarında yer alan araçlara ait bilgiler ile tüm araçlara ilişkin adli takibat bilgileri de özel muayene kuruluşlarına iletilecektir. Bu durum ülke/toplum güvenliğine ilişkin verilerin yerli-yabancı sermayenin bilgisine sunulması ve yurt dışına çıkarılması gibi sakıncaları da beraberinde getirecektir.
Türkiye iki bölgeye ayrılarak, araç muayenesi daha da etkisiz kılınacaktır
Ayrıca yapılacak özelleştirmeyle, araç muayene istasyonları iki bölgeye ayrılacak, araç sahipleri yalnızca tescilli oldukları bölgede muayene yaptırmak zorunda bırakılarak zaten mevcut araç sayısının üçte bir oranında seyreden araç muayenesinin daha da azalması sonucunu doğuracaktır.
Özelleştirmelere ilişkin “ekonomik verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma” demagojisi sürüyor
Araç Muayene İstasyonları/Hizmetinin özelleştirilmesi, özelleştirmelere ilişkin yaygın bir demagojiyi yineliyor. Söz konusu özelleştirme: “Ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak” gerekçeleri eşliğinde duyurulmuştur. Bu gerekçelerde sözü edilen 100 milyon dolarlık yatırımın devlet eliyle yapılması halinde, ülkedeki motorlu taşıtların yarısının muayeneye geldiği varsayılsa bile, belirlenen ücretler üzerinden söz konusu yatırımın 2 yıl 20 günde amorti edileceği tesbit edilmiş durumdadır. Dolayısıyla bu demagoji, “ekonomik verim” açısından olsun “kamu giderlerini azaltma” açısından olsun kendi kendini deşifre edici bir düzeydedir. Şöyle ki: Bugüne kadar araç muayene istasyonlarından elde edilen gelir, hizmete ilişkin yatırım ile hizmetin yaygınlaştırılması ve iyileştirilmesinde kullanılmamış; bu suretle hizmetin özelleştirilmesine gerekçe yaratılmaya çalışılmıştır. Yalnızca 2003 yılında araç muayene hizmetinden elde edilen gelirin bugün itibariyle özelleştirme gerekçelerinde belirtilen 100.000.000 dolara tekabül ettiği bilinmektedir. Ayrıca mevcut araç muayenesindeki kaçak oranının üzerine gidilmesiyle bu gelirin 300.000.000 doların üstüne çıkacağı da aşikardır.
Araç muayenesi ile yol üzeri denetim ve tesciller bir bütün oluşturur
Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yapılan araç muayenesi ile Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan yol üzeri denetim ve tescil işlemleri, karayolları ve araçlara ilişkin bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu bütünlüğün bir kısmının kamu elinden çıkarılması, kamu hizmetlerinin yara alması yanısıra bizzat kamu organizasyonunu da tek ayaklı ve malul duruma düşürecektir.
Kamu hizmetlerinin denetimi, bu hizmetlerin bütünlüğü; kamu, ülke ve toplum çıkarları, ulaşım ve trafik politikalarının bütünlüklü olması gerekliliği halkın can ve mal güvenliği açısından mevcut özelleştirme sürecinin durdurulmaması acı sonuçlar yaratacaktır. Gerek Odamız gerekse kamu kurumlarınca organize edilen Ulaşım ve Trafik Kongrelerinde araç muayenesinin kamu hizmeti olduğu bir çok kez tescillenmiştir. Bu hizmete ilişkin aksaklık ve kaçaklar, ilgili kuruluşların ve yöneticilerin yasalarla kendilerine verilmiş görevleri tam anlamıyla yerine getirmemeleri ve araç muayenesinden elde edilen gelirlerin siyasal iktidarlarca bu alanda yatırıma dönüştürülmeyip başka alanlara kaydırılması ile büyümektedir. Bu politikanın terkedilmesi ve ciddi bir kamu politikası oluşturulmasıyla sorunun toplum lehine çözümü gerçekleşebilecektir.
Özelleştirme İdaresi bir kez daha yargıda
Kamu Kurumu niteliğinde bir Meslek Kuruluşu olan Odamız yasalarca belirlenen görevleri çerçevesinde, kamunun ve ülkenin çıkarları ile toplumun can ve mal güvenliğini ilgilendiren her konuda olduğu gibi bu konuda da toplumsal sorumluluğunun bilincinde davranmış, Anayasaya ve kamu yararına aykırı bulunan ihale ilanının iptali istemiyle İdare Mahkemesi’nde, Araç Muayene İstasyonlarının Açılması, İşletilmesi ve Araç Muayenesi Hakkında Yönetmelik’in iptali istemiyle de Danıştay’da idari yargı yoluna başvurmuştur. Bağımsız yargının bu konuda doğru karar vereceğine inanıyor ve kamuoyunun dikkatini işaret ettiğimiz can alıcı sorunlara çekmek istiyoruz.
TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI
Oda Yönetim Kurulu Başkanı
Emin KORAMAZ