Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ’ın KOBİ EFOR Dergisinin Sorularına Yanıtları

TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ’ın KOBİ EFOR Dergisinin Sorularına Yanıtları

(13.01.2010)

Makina sektörünün en önemli sorunları nelerdir?

Küresel güçlerin dayattığı işbölümü ile fason üretim ve taşeronlaşmanın egemen kılındığı, girdi olarak ithal kaynakların kullanıldığı, kaynak tahsisinin piyasalara havale edildiği “sanayi” modeli makina sektörümüze de yansımıştır. Makina sektöründe kriz öncesi son on yılda ihracat rakamları büyümesine karşın ithalatın da arttığı, yerli üretimde % 65 oranında ithal girdi kullanıldığı, ihracatın büyük ölçüde katma değeri düşük konvansiyonel genel makinalar ve aksamlarla sınırlı kaldığı bir yapı söz konusudur. Yüksek katma değerli ürünler makina ihracatı içinde % 11’i aşmamakta, bazı makinalarda ise fason çalışma sürdürülmektedir. Özel amaçlı katma değeri yüksek makinalara yöneliş 2007-2008’de % 16 oranında artmış ise de iç pazar talebinin % 52’si ithal makinalar ile karşılanmaktadır. Sektör kurumsal ve mali yapısı ile AB bütünleşmesine hazır değildir. Sektördeki hakim yapı KOBİ ölçeğidir ve firmalar günlük üretim, pazarlama ve finansman sorunları ile boğuşmaktadır. Firmalar tüketimin daraldığı bir ortama “küçülmek” ya da “yeni bir alanda üretim yapmak” olanağından yoksundur. İhracatın düşmesi, “ayakta kalabilme” veya “yeni pazarlara yönelme” ikilemini dayatmakta, krizden çıkmak ve yeni bir strateji ile olumlu bir yapılaşmaya yönelmek giderek olanaksız hale gelmektedir. Sektörde kurumsal yapı itibarıyla rekabet gücünden yoksun, yeniden yapılanması zorunlu binlerce işyeri vardır. İmalat sanayi mühendislik deneyimi ve becerisini yeterince kullanamamaktadır. Üretim, planlama, pazarlama, satış, proje, tedarik zinciri ve karar alma mekanizmaları mühendislik denetiminden yoksundur.

Sektörün sorunlarının çözümü konusunda neler yapılmalıdır?

İthalat politikaları gözden geçirilmeli, yerli yatırımcı korunmalı, katma değeri yüksek ileri teknoloji isteyen alanlarda yapılacak yatırımlar desteklenmeli, sanayinin fason yapısı değiştirilmelidir. Yeniden yerli girdi oranını artıran, bölgelere göre kapsamlı kalkınma planı geliştiren bir strateji yürürlüğe konulmalıdır. Özgün ve yüksek katma değerli ürün için sektörün teknoloji düzeyini yükselten stratejik bir hamle gereklidir. Hükümet sektöre yönelik mutlaka “özel bir teşvik paketi”ni devreye sokmak zorundadır. Yeni bir teşvikler, krediler ve Ar-Ge teknoloji platformu destekleri ile sektörün dışarıdaki rekabet gücü sürdürülmelidir.

Önümüzdeki dönemde yatırım olanaklarının daralması ve özellikle işletme sermayesi ihtiyacı ile ihracat prefinansman kredilerine talebin büyüyecek olması Eximbank kredilerine büyük önem kazandırmaktadır. Bu durum acilen bir “düşük faizli kredi paketi” ile çözümlenmelidir.

Krizle birlikte ara malların ithalatı azalmakta, bu durum belki yeni bir fırsatı da beraberinde getirmektedir. Makina sektörü “ara mal” üretimi yapacak kuruluşları ve yan sanayi ile yeniden yapılanma başarısını gösterirse gelecekte ithal girdilerde dışa bağımlılık oranının % 40–50’lere kadar indirilmesi sağlanabilecek, katma değeri yüksek ürünler artabilecek, yeni istihdam alanları açılabilecektir. Nitelikli işgücü istihdamının artırılması eşliğinde özel makinalara yönelik Ar-Ge ve inovasyon çalışmaları hızlandırılmalı, daha çok proje üretebilmeli, Ar-Ge payı % 1–1,2’ye yükseltilmelidir. Sektörün TÜBİTAK desteği ile entegre bir çalışmayı geliştirebileceği, Ar-Ge teknoloji platformu mutlaka gündeme getirilmelidir.

Please follow and like us:

Tarih: Mayıs 17, 2018, kategoriler: Basın açıklamaları Yazar: