2013 Bütçesinde Halk Yine Yok! Zam Yağmuru Sürecek.
2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununun temel amaçları, önceki yıllarda olduğu gibi, “ülkemizin refah seviyesinin artırılması nihai hedefi doğrultusunda büyümeyi potansiyel seviyeye çıkarmak, istihdamı artırmak, kamu dengelerini iyileştirmek ve fiyat istikrarını sağlamak” olarak açıklandı. Ancak bütçe verileri gösteriyor ki hükümetin gündeminde halkın yeri yoktur. Yine çalışanlardan ve halktan alıp zengine veren bir tercih söz konusudur.
Bütçe hedefleri yatırım ve kalkınma boyutlarından yoksundur. AKP hükümetinin on yıldır uyguladığı politikaların devamı olarak biçimlenen 2013 bütçesi, iktidarın maddi çıkarlarla örülü ideolojik dünyasına uygun bir bütçe olarak tasarlanmıştır, dinselleştirme ile “güvenlik”, silahlanma/savaş harcamaları önemli bir ağırlık oluşturmaktadır. Bütçeler artık gelir ve vergi adaletsizliği ile yoksulluğun yayılmasının programatik bir aracı haline gelmiştir. Diğer yandan bütçenin hazırlanması ve Meclis’te görüşülmesi sırasında en temel kurallara ve yasalara uyulmamış, Bakanlık bütçeleri ilk kez Sayıştay incelemesinden geçmeden Meclise getirilmiş, sadece hükümetin verdiği rakamlar üzerinden bütçe görüşmeleri yapılmıştır.
2013 bütçesinin en büyük geliri, halktan toplanan vergilerdir. En adaletsiz vergi unsurlarından biri olan dolaylı vergilerin tüm vergi gelirlerine oranı yüzde 80’lere çıkarılmıştır. Yani kamuoyunda “zam”, “fiyatlarda artış” olarak da tanımlanan vergi artışları halkın kemerlerini sıkmaya devam edecektir. Eğitim, sağlık, sosyal güvenlik gibi en temel hizmetlere ayrılan rakamlar, bütçenin temel kaynağını oluşturan çalışanların ve halkın bu gelirlerden en az yararlanan olacağını göstermektedir.
2012 yılına göre değişimler izlendiğinde, “savunma ve güvenlik” harcamalarının en yüksek artışı aldığı, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesininse en düşük artışlardan birini aldığı görülmektedir. Ancak bu artış görelidir, zira 2002’de yüzde 17,18 olan eğitime ayrılan pay sürekli olarak düşmüş ve bugünkü yüzde 6,64 oranına inmiştir. Eğitim gibi temel toplumsal, kamusal hizmet alanlarının başında gelen sağlık ve sosyal güvenlik harcamalarında da ciddi bir azalma söz konusudur. 2013 yılı bütçesinde, önceki yıla göre Sağlık Bakanlığı’na ayrılan pay yüzde 25, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na ayrılan pay yüzde 16 oranında düşürülmüştür. 2013 yılı enflasyon oranının yüzde 10 olacağı düşünüldüğünde bu üç temel alandaki düşüşlerin daha da artması söz konusu olacaktır. AKP hükümetinin bu tercihi, kamusal, toplumsal hizmetlerin piyasalaştırılması, ticarileştirilmesi sürecini tamamlayan bir içeriğe sahiptir.
2013 yılı bütçesinde, Diyanet İşleri Başkanlığı 4,604 milyar TL bütçesi ile tek başına 11 Bakanlık bütçesini geride bırakmış durumdadır. Bu rakam bir önceki yılın bütçesi olan 3,8 milyarın üzerine yüzde 18’lik bir artış anlamına gelmektedir. 2010 yılına göre (2,6 milyar) ise artış iki katına yakındır. 2013 yılında Sağlık Bakanlığı bütçesinin 2,4 milyar TL olduğu düşünüldüğünde, Diyanet’e ayrılan payın toplumun sağlığından önde geldiğini, AKP Hükümetinin “dindar nesiller” ve muhafazakâr toplum projesine ne denli önem verdiği görülmektedir.
Bütçede göze çarpan bir konu da “güvenlik”, “savunma” gibi tanımlarla gizlenen baskı, silahlanma, savaş harcamalarına ayrılan paylarda görülen artıştır. 2013 yılı bütçesinde Milli İstihbarat Teşkilatı’nın payı yüzde 32,2 oranında artarak 995,5 milyon TL’ye çıkarılmış, Milli Savunma Bakanlığı’nın payı 20,3 milyar TL, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün payı 14,7 milyar TL, Jandarma Genel Komutanlığı’nın payı 5,8 milyar TL, Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın payı 432 milyon TL’ye, tümünün toplamı ise 42,4 milyar TL’ye yükseltilmiştir. Bu yüksek artış, bütçenin bir yanı ile savaş/silah sanayini besleyecek bir bütçe olduğunu göstermektedir.
Bu temel parametreler 2013 yılı bütçesinin geniş halk kitlelerinin beklentilerini karşılamaktan uzak olduğu ve çoğunluğun gereksinimlerine göre hazırlanmadığını göstermektedir.
Ali Ekber ÇAKAR
TMMOB Makina Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Başkanı