“Asker-polis bütçeleri, eğitim, sağlık bütçelerini geçiyor”
Makina Mühendisleri Odası’nın silah sanayisi araştırmasına göre, sanayinin genelinin yaşadığı ithalata bağımlılık sorununu silah sanayisi de yaşıyor. Dünyanın ilk 100 silah sanayisi firmasının arasına Türkiye’den ancak Aselsan ile Tusaş girebildi.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO), her ay iktisatçı-yazar Mustafa Sönmez‘in katkısıyla hazırladığı sanayinin sorunları bülteninin on dokuzuncusunu “Asker-polis harcamaları ve silah sanayisi” sorununa ayırdı.
SIPRI, Milli Savunma Bakanlığı, Maliye, Hazine, İSO verileri kullanılarak yapılan araştırmada, dünyada ve Türkiye’de askeri harcamalar araştırılırken, silah endüstrisinin durumu da incelendi. Araştırmanın temel bulguları şöyle:
2015’te en yüksek askeri harcamayı 596 milyar dolar ile “dünyanın jandarması” sayılan ABD yaptı. Bu, kişi başına yıllık 1.854 dolar harcama demek ve aynı zamanda ABD milli gelirinin yüzde 3,3’ü büyüklüğünde bir askeri harcama anlamına geliyor. ABD’nin tek başına, dünya askeri harcamalarının yarısını gerçekleştirdiği tahmin ediliyor.
SIPRI verilerine göre 2015’te Türkiye 15 milyar dolarlık askeri harcama yaptı ve kişi başına harcaması 200 doların altında gerçekleşti. İsrail’de bu harcama kişi başına 2 bin dolara yaklaşıyor.
Türkiye’nin askeri harcamaları milli gelirinin yüzde 2-2,5’i arasında değişiyor. Buna iç güvenlik bütçeleri eklendiğinde geniş anlamda asker-polis harcamaları ülke milli gelirinin yüzde 4-5’ini buluyor. Ülkede sağlığın ve eğitimin her birine ayrılan bütçe milli gelirin yüzde 4’ü dolayındadır ve asker-polis harcamalarının altında kalmaktadır.
Silah ihracatında, 2015’te ilk sırayı 10,5 milyar dolar ihracat ile ABD aldı. 2014 yılına ait küresel savunma-havacılık firmalarından ilk 100’ünün toplam satışları 1,5 trilyon dolara ulaşırken, bunun yüzde 30’unun silah satışlarından olduğu anlaşıldı. İlk 100 SHS firmasının 45’i ABD kökenli global firmalara ait.
İlk 100’e girebilen Türk firması sayısı ise 2’dir. Bunlardan Aselsan 73’üncü, Tusaş 89’ncu sıralarda yer alıyor.
Türkiye’nin askeri ve iç güvenlik harcamaları 30-32 milyar dolar. Bu bütçenin 7-8 milyar doları içeriden ve dışarıdan alınan silah ve mühimmata ayrılıyor.
Silah sanayiinin 40 yıla yakın bir geçmişi var. MKEK, en kıdemli üretici aktör olarak sektördeki varlığını sürdürürken ağırlık, T.Silahlı Kuvvetler Vakfı TSKGV firmalarının. Vakıf’ın 6 adet iştirakinin 4 tanesi Aselsan, Tusaş/Taı, Havelsan, Roketsan İSO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu sıralamasında her yıl yer alıyor ve sektör cirosundaki payları yüzde 50’yi aşıyor.
Silah sanayiinde özel sektör firmalarının en büyükleri, sanayinin egemenlerinden Koç grubu’na ait. Nurol, sektörün önde gelen gruplarından bir başkası.
2015’in en büyük ilk 500 firması arasına giren, 7 firmanın satışları 9 milyar TL’ye yaklaşırken ilk 500 toplamında yüzde 2’lik bir yer tuttukları görüldü. Bu da sektörün sanıldığı kadar büyük bir yer tutmadığını gösteriyor.
Bulgular, sektör ihracatının sektör ithalatının ancak dörtte birini karşılayacak boyutta olduğunu, sektörün dışa bağımlılığının yüksek boyutlarda olduğunu gösteriyor.
MMO araştırmasında asker-polis harcamaları ve silah sanayisi ile ilgili şu değerlendirme de yer aldı: “Silahlanmanın azaltılması, genelde ise asker ve polis harcamalarına ayrılan bütçelerin azaltılıp bu kaynakların sosyal alanlarda kullanılması, sanayinin de bu doğrultuda şekillenmesi, ancak ve ancak “Yurtta sulh, cihanda sulh” şiarının hayata geçirilmesiyle mümkün olur. Türkiye, içeride ve dışarıda barış iklimini hakim kıldıkça, silahlanma da, silahı içeriden tedarik etmek için silah endüstrisini geliştirme gayretleri de “kabul edilebilir” sınırlarda kalacak, en azından sosyal bütçelerin sınırlarını zorlamayacaktır.”