Kentsel-Kırsal Çevre, Sanayi, Ulaşım, Enerji Politikaları Rant Yağmasından Arındırılmalıdır
5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla, çevre ve onunla bağıntılı konuların arasındaki ilişkilerin görülmesi önem taşımaktadır. Zira çevre ile sanayi, teknoloji, kent, tarım, enerji, su, ulaşım, sağlık, işçi sağlığı-iş güvenliği, eğitim ve birçok alan arasında doğrudan ve dolaylı bağlar bulunmaktadır. Kapitalizmin azami kâr güdüsü ve neoliberal dönemin sermaye birikimi politikaları, insan yaşamını ve çevreyi tahrip eden bir tarzda egemen durumdadır. Yeni sermaye birikimi politikaları sonucu sanayi, tarım, kent, ulaşım, enerji, madenler, doğal kaynaklar, ormanlar, hazine arazileri, kıyılar, dereler birer rant alanı haline dönüşmüş, yeraltı ve yerüstü su kaynakları kirletilmiş, kentsel, kırsal çevre sorunları artmış durumdadır.
AKP iktidarı döneminde çıkarılan onlarca yeni yasa, yüzlerce yasa değişikliği, 2011 yılında yayımlanan Kanun Hükmünde Kararnameler, 2012 yılında çıkarılan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, söz konusu sermaye birikimi, sömürü politikaları ve rant alanlarının nasıl genişletildiğinin birer örneği olmuştur. Öyle ki bütün ülke, kentsel ve kırsal alanlar, toplu konut alanları, tabiat varlıkları, bütün koruma alanları, tüm çevre, milli parklar, doğal sit alanları, meralar, yaylalar, kışlaklar vb. rant alanları haline getirilmiştir.
Ülkemiz ve halkımıza çok yönlü zararlar veren bu politikaların içinde yanlış hidroelektrik santralleri (HES’ler) ve yanlış termik santral projeleri de bulunmaktadır. Enerji üretim ve dağıtımının serbestleştirilmesi ve özelleştirilmesinin ürünü olan bu proje ve girişimler halkın üretim ve yaşam alanlarını tahrip etmekte, halkın tarımsal üretimini, doğal çevresini ve mülklerini tahrip etmektedir. HES’leri engellemek isteyen halkın aleyhine davalar açılmakta, cinayetler işlenmekte; yargı kararlarına aykırı HES inşaatları sürmekte, halk çok yönlü bir şekilde zulme uğramaktadır. Yanlış HES girişimlerine karşı oluşan halk direniş platformları bugün toplumsal muhalefetin önemli bir unsuru durumundadır.
AKP iktidarı termik santraller, büyük otoyollar, HES’ler gibi projelere ve örneğin 3. Köprü bağlantılı otoyollardaki tüm yapılara Çevresel Etki Değerlendirmesi muafiyeti de getirmiştir. Ayrıca geçen yıl 5 Haziran’da TBMM’ye sunulan ancak Haziran Direnişi nedeniyle geri çekilen Tabiatı ve Biyoçeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı yeniden Meclise sunulmuş durumdadır. Bu tasarı milli parkları, doğa koruma alanlarını ve tüm biyolojik tür ve çeşitleri metalaştırarak şirketlere teslim edecek ve yok edecek mahiyettedir. Böylece milli parklar ve doğa koruma alanları HES projelerine açılabilecek, inşaat alanlarına dönüştürülebilecektir.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası, ülkenin, sanayi ve tarımın, kentsel-kırsal çevre sömürüsü ve rant yağmasının karşısında durmaya, bilim ve tekniği halkın yararına sunmaya, sanayileşme ve çevre uyumu sağlanmış planlı toplumsal kalkınma politikalarını savunmaya devam edecek, halk direnişlerinin yanında olacaktır.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu