Köprü ve Otoyol Özelleştirmesi, Kamusal Varlık ve Hizmetlerin Sermayeye Peşkeş Çekilmesinin Son Hamlesidir
25 yılda yapılan özelleştirmelerin yüzde 80’ini tek başına iktidar olduğu 2002–2012 dönemde gerçekleştiren AKP iktidarı, halkın vergileriyle oluşturulan kamu varlıklarını ve hizmetlerini sermaye güçlerine teslim etmeye devam ediyor. İktidar, daha önceleri başvurulan “zarar ediyor” bahanesine ihtiyaç bile duymadan özelleştirmeleri yapmaktadır.
Bilindiği üzere en son, Edirne-İstanbul-Ankara Otoyolu, Pozantı-Tarsus-Mersin Otoyolu, Tarsus-Adana-Gaziantep Otoyolu, Toprakkale-İskenderun Otoyolu, Gaziantep-Şanlıurfa Otoyolu, İzmir-Çeşme Otoyolu, İzmir-Aydın Otoyolu, İzmir ve Ankara Çevre Otoyolu, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Çevre Otoyolu’nun işletme hakkı 25 yıllığına Koç-Ülker-UEM ortaklığına satılmıştır.
Açıklamalara göre son on yılda yaklaşık 4,5 milyar lira kâr eden köprü ve otoyollardan bu süre içinde elde edilen gelir artışı yüzde 250’dir. İhaleyi alan ortaklık ise, 25 yıl boyunca yalnızca 5,7 milyar dolar ödeyecektir. Ancak bu satış, otoyol ve bağlantı yolları üzerindeki hizmet tesislerini, bakım ve işletme tesisleri, ücret toplama merkezleri ve diğer mal ve hizmet üretim birimleri ile varlıklarını da kapsamaktadır. Bu varlık ve hizmetlerden elde edilen gelirler açıklanmadığı gibi hizmet bakım alanlarının ticari işletmelere dönüştürülmesiyle elde edilecek gelirler kamuoyunca bilinmemektedir.
Bugün yüzde 90 oranında bağımlı bırakıldığımız karayolu taşımacılığı, AKP iktidarının dışa bağımlı, çevre ve kültürel dokuyu tahrip eden politikalarda ısrarı ile özelleştirme uygulamalarının merkezi alanlarından biri konumuna gelmiştir. Karayolu ulaşım yatırımlarıyla daha da pekiştirilen bu yapı, “hizmet ve kalite standardı” görünümü altında, HGS (Hızlı Geçiş Sistemi) gibi sürücülerin cebinden para çıkarmanın yeni yollarını icat etmiş, özelleştirmeye hizmet edecek hamleleri tek tek gerçekleştirmiştir.
Halkın malı olan ve kâr eden işletmelerin satışıyla, kamunun zarar ettirildiği, kamu kaynaklarının özel sektöre aktarıldığı açıktır. Ödediği vergilerin asgari karşılığı olan ucuz, kaliteli ve güvenli ulaşım hakkı halkın elinden alınmış, yüksek akaryakıt fiyatları yanı sıra halk yollar için de soyulur hale gelmiş, karayolu çalışanlarının gelecekleri de sermayenin insafına bırakılmıştır.
Ülkemizin ve halkımızın gerçek çıkarları ve geleceği, serbestleştirme ve özelleştirmelerin durdurulmasından, kamusal varlık ve hizmetlerin kamuya yeniden kazandırılmasından ve topluma bedelsiz hizmet eder hale getirilmesinden geçmektedir. TMMOB Makina Mühendisleri Odası olarak bu yönde çaba göstereceğimizi belirterek yetkilileri uyarıyor ve tüm duyarlı kamuoyunu bu yönde duyarlılığa çağırıyoruz.
Ali Ekber ÇAKAR
TMMOB Makina Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Başkanı