TMMOB Makina Mühendisleri Odası’nın hazırladığı
Makina İmalat Sanayi Sektör Araştırması Oda Raporu açıklandı
Sanayide yatırım yoğunluğu (toplam yatırımlara göre imalat sanayinin payı) 1980’li yıllarda yüzde 25-20 iken 2016 yılında yüzde 13,4’e düştü
Odamızın ilk olarak 2004 yılında yayınladığı ve Türkiye’de alanında bir ilk olan “Makina İmalat Sanayi Sektör Araştırması”nı, veri ve bilgileri tamamen güncellenmiş olarak kamuoyunun ilgisine sunuyoruz.
Ülkemizin ekonomik, siyasi, toplumsal dönüşüm yaşadığı şu günlerde insana, doğaya, bilime ve toplumsal refaha dayalı bir büyüme ihtiyacını kuşkusuz daha fazla hissediyoruz. Hayata, çevreye ve geleceğe ilişkin her şeyin siyasi iktidarın çıkarlarına göre şekillendiği günümüzde, üretimin merkezinde yer alan imalat, özelde makina imalat sanayisini tartışmanın ve ‘neden geliştiremiyoruz’ sorusuna yanıt aramanın önemli olduğunu düşünüyor ve bu çalışmanın, mikro bir analizden yola çıkarak ülkemizin makro iktisadi sorunlarına da ışık tutacağına inanıyoruz.
Odamız, bugüne dek imalat ve makina imalat sanayi alanında çeşitli etkinlik ve yayınlarla konunun tartışılmasına katkı sunmayı hedeflemiştir. TMMOB adına Odamız tarafından düzenlenen Sanayi Kongrelerinde bu konular bugüne kadar pek çok kez incelenmiş ve sektör raporları ile tartışmaya açılmıştır. Buradaki amacımız, çok hızlı bir dinamiğe sahip olan dünya rekabetinde, Türkiye imalat sanayiinin olanaklarını, sorunlarını ve perspektiflerini ortaya koymak ve nihayetinde alternatif çıkış ve gelişme yolları sunmaktır.
Sanayinin toplam ekonomi içindeki rolü kadar, imalat sanayi alt dalının toplam sanayi içindeki rolü de tartışmasız önemlidir. Makina imalat sanayinin, imalat sanayi içinde özel ve önemli bir yeri vardır. Bu sektör dünyada, “mühendislik sanayii” veya “makina mühendisliği sanayii” olarak kategorize edilmektedir. Mühendislik ve araştırmanın yoğun ve vazgeçilmez olduğu sektör, GSMH içindeki payı yüksek olmasa bile ekonomi içinde de lokomotif rolünü üstlenmiştir.
Sektörün öne çıkan mevcut durum ve sorunlarından kısaca bahsetmek gerekirse:
* Mühendislik ve Ar-Ge’nin vazgeçilmez olduğu sektörün ekonomi içindeki yeri önemlidir. Örneğin gelişmiş ekonomilerde sektörün GSMH içindeki payı yüzde 12-16 arasındadır.
* Makine imalatının gelişmesi diğer imalat sanayilerinin gelişmesi ile iç içedir. Diğer imalat sektörlerinin (gıda, tekstil, demir-çelik, otomotiv vs.) makine ihtiyacının karşılanması, dış ticaret ve katma değer artışı yönünden, yatırım yoğunluğunun artışına paralel olarak ekonominin gelişmesinde önemli rol oynar. Teknolojinin gelişmesi, makine imalatının GSMH içindeki payının artması, Ar-Ge oranının yükselmesi ve dış ticaret açığının azalması demektir. Bu konu, araştırmamızda kapsamlı olarak analiz edilmiş, çeşitli ülkeler ile kıyaslamalar (dış ticaret, GSMH payı, Ar-Ge oranı, istihdam ve yatırımlar açısından) yapılmıştır.
* Makine imalat sektöründe en fazla firma (yüzde 61) Marmara-Trakya-Ege bölgelerindedir. Batı Karadeniz ve Orta Anadolu’da bu oran yüzde 23’tür. En fazla limited şirket niteliğinde firma bulunmaktadır. 50 milyar üstü cirosu olan şirketlerin sayısı 2015 yılında yüzde 18’dir.
* Sanayide yatırım yoğunluğu (toplam yatırımlara göre imalat sanayinin payı) 1980’li yıllarda yüzde 25-20 iken 2016 yılında yüzde 13,4’e düşmüştür.
* Keza imalat sanayi katma değeri de yıllara göre daha düşük artış oranı göstermekte, 2016 yılında daha da düşmektedir. Kapasite kullanım oranı aynı yıl yüzde 69 olarak saptanmıştır. Makine imalat sektörünün 2016 üretim kapasite tahmini 20,2 milyar ABD dolarıdır.
* Sektördeki kuruluşların Ar-Ge merkezi kurmaları, teşviklerden yararlanmaları, Ar-Ge oranlarını yüzde 2,5’tan aşağı düşürmemeleri, teknolojilerini geliştirmek için zorunlu olan kriterler arasında olmakla birlikte birçok ürün ve ürün grubunda Ar-Ge oranı yüzde 0,9-1,2 arasında değişmekte, çalışmalar bilimsel yöntemlerle sürdürülmemektedir. Rekabet gücü düşük, maliyetler optimal düzeyde değildir.
* İmalat sanayinde teknoloji düzeyine göre yaratılan katma değer payı 2015’te ileri teknoloji için yüzde 8 iken gelişmiş ülkelerde oran yüzde 25’e kadar çıkmaktadır. Düşük teknolojide ise oran yine aynı yıl için yüzde 28,9’dur; gelişmişlerde ise yüzde 7,9’a kadar düşmektedir.
* 2015 yılı için Türkiye’nin yüksek teknolojili ihracat payı yüzde 7,2’de kalmakta, gelişmiş ülkelerde ise yüzde 28-45 arasında değişmektedir.
* İmalat sanayiiinde sabit sermaye yatırımları ele alındığında, 2015 yılı için yüksek teknolojili yatırımların toplamdaki payı yüzde 3,65; düşük teknolojininki ise yüzde 32,86 düzeyindedir.
* İthalat ve ihracat değerleri, Avrupa Birliği ülkeleri söz konusu olduğunda, 1990 yılından 2015’e kadarki analizde sürekli düşüş göstermekte; yüzde 72’lerden başlayan ithalat oranı yüzde 47’ye kadar azalmaktadır. İhracatta ise yüzde 43’ten yüzde 32’ye kadar düşüş görülmektedir. Yeni pazarlar ise istikrarsız bir tablo sergilemektedir. Makine imalat sektöründe ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 46’yı geçmemektedir (2015 yılı).
* Araştırmada 1990-2015 yıllarına yönelik sektörün katma değeri incelenmiş, diğer sektörlerle karşılaştırma yapılmış; ayrıca seçilmiş ülkelerle imalat sanayi katma değerinin GSMH içindeki payları belirtilmiştir. Sonuç olarak denilebilir ki, makine imalat sanayi, henüz sanayinin katma değer oranları yönünden istenilen düzeye gelmemiştir.
* Araştırmanın, “sektörde işgücü ve mühendisler” bölümünde istihdam, ücretler ve mühendislerin durumu incelenmiş ve makine imalat sektöründe mühendislerin 2015 yılı istihdamı içinde yüzde 1,8 oranında yer aldıkları saptanmıştır. Yüksek meslek okullarının istihdam içindeki oranı ise yüzde 11,4’tür. Niteliksiz çalışan sayısı yüzde 68’e ulaşmaktadır. 1987 yılından 2015 yılına kadar ücret artışları açısından en düşük dönemlerden biri olarak 2011-2015 dönemi saptanmıştır. Bu dönemdeki ortalama artış yaklaşık yüzde 2,5’tir.
* Doğrudan yabancı sermaye yatırım stokuna bakıldığında, 2015 yılında beş gelişmiş ülkenin (ABD, İngiltere, Japonya, Almanya, Fransa) toplam yabancı sermaye stokundan yüzde 58,1 pay aldığı; gelişmiş on ülkenin payının yüzde 73,8’e ulaştığı görülmektedir. Gelişmiş ülkelerin doğrudan yabancı sermaye hareketlerinde, sermaye girişleri toplamı 1 trilyon 77 milyar doları, sermaye çıkışları ise 1 trilyon 114 milyar doları bulmaktadır. Gelişmekte olan bazı ülkelerde ise bu değerler sermaye girişi olarak 195 milyar dolar, sermaye çıkışı da 59 milyar dolar olarak belirlenmiştir. Türkiye’ye yabancı sermaye girişi ise yine 2015 yılında 8,2 milyar dolar olarak saptanmıştır. Sektörel dağılımlar araştırmada tablo halinde verilmiştir.
* Dünya makine imalat sanayi dış ticaret toplamı 2015 yılında 1 trilyon 928 milyar dolar iken; Çin, Almanya, ABD ve Japonya en büyük dört ihracatçı ülke olmaktadır. Bu ülkeler makine ihracatının yüzde 47’sini gerçekleştirmektedir.
*Ar-Ge ve inovasyon değerleri ele alındığında 10 bin kişide istihdam edilen Ar-Ge çalışanı sayısı Almanya’da 219, Japonya’da 184, İrlanda’da 100 kişi iken Türkiye’de 53 kişidir.