Mega projeler, mega sorunlar yarattı…
Makina Mühendisleri Odası açıkladı: Mega projeler olarak açıklanan Kamu-Özel İşbirliği projeleri, bütçeye ağır yükler getirmeye aday, banka sistemini zorluyor, ağır kamusal bedeller ödetiyor
Üçüncü Havalimanı, Gebze-İzmir otoyolu projeleri gibi mega projeler kamu denetiminin dışında, kayırmacı, çevre yıkıcı özellikler gösteriyor.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası, her ay iktisatçı-yazar Mustafa Sönmez’in katkısıyla hazırladığı sanayinin sorunları bülteninin 21’ncisini “Mega Projelerin Sorunları” konusuna ayırdı. Kalkınma Bakanlığı, Dünya Bankası, Hazine ve çeşitli bakanlık verileri kullanılarak yapılan araştırmada Kamu-Özel Ortaklığı projelerinin yüz yüze olduğu sorunların altı çizildi ve taşıdıkları riskler sıralandı.
Araştırmanın bulguları ve öneriler şu başlıklarla ifade edildi;
Yap İşlet Devret, Yap İşlet, Yap Kirala, İşletme Hakkı Devri gibi yöntemleri içeren KOİ’lerden işletmede olan projeler YİD (81) ve Yİ (5) modelli olup toplam yatırım tutarları 11 milyar ABD dolarıdır. Yapım aşamasında olan projeler ise YİD (16) ve YKD (17) modelli olup toplam yatırım tutarları 36 milyar ABD dolarıdır.
Bunlardan en büyük dördü, bu 34 projenin üçte ikilik büyüklüğünü oluşturmaktadır. Bu 4 “mega proje” içinde ise Üçüncü Havalimanı 14 milyar dolarlık yatırımı ile (% 38) diğer projelerden ayrışmaktadır. Söz konusu dört mega projenin üçü İstanbul odaklıdır. Bunlardan Üçüncü Havalimanı ile Üçüncü Köprü ve henüz tasarı aşamasında olan Kanal İstanbul, İstanbul’un Kuzey ormanları sınırlarında yer almış ve birbirini besleyen projeler olarak tasarlanmıştır.
Dünya Bankası’nın sanayi ve hizmet sektörlerindeki KİT’lerin özelleştirilmesi dayatmasına boyun eğen iktidarlar, özellikle AKP rejimi, bununla kalmamış, kamu mülkünün tamamen devrinin mümkün olmadığı sektörlerde de kamu-özel işbirliği projelerini hızla hayata geçirmiştir. Ancak bunu yaparken ne makro hedeflere uygunluk, ne kamusal çıkarları maksimize etme, ne çevreye duyarlı olma, ne de doğal ve kültürel varlıklara saygıyı umursamıştır. Giderek projeler hukuk dışı, kamu denetimi dışlanarak, üstelik çok ciddi finansal risklere yol açarak icra edilmeye başlanmıştır.
Türkiye’de, özellikle AKP döneminde hayat bulan özelleştirme ve devamı sayılan KÖİ projeleri, büyük bir kapalılık, denetimsizlik, kayırmacılık ve çevre, tarih, kültür varlığı talanı ile uygulana gelmektedir. Bu denetimsiz, kontrolsüz ve içinde büyük riskler barındıran sürecin, bir an önce kamu denetimi altına alınması bir zorunluluktur. Aksi takdirde tüm topluma ait yeraltı-yerüstü kaynaklarının daha çok tahrip edilmesi önlenemeyecek, büyük çevre felaketleri kaçınılmaz olacaktır.
Kamu varlıklarını kullandığı için kamunun mutlaka denetiminde olması gereken KÖİ projelerinin TBMM ve onun adına Sayıştay denetimine alınmasında gecikilmemeli; yapılmış sözleşmelerle kamunun ne kadar risk, yükümlülük altına girdiği ve bunların karşılanıp karşılanamayacağı, getirip-götürdüklerinin muhasebesi yapılmalı, kamu aleyhine olan projelerin süratle kamulaştırılması yoluna gidilmelidir.
Henüz ihalesine çıkılmayan proje stoku süzgeçten geçirilmeli ve emsallerinin taşıdığı risklerden, başta Kanal İstanbul olmak üzere hemen vazgeçilmelidir. Yapımının henüz başında olunan 3. havalimanı ise hızla gözden geçirilmelidir.
Yapımı tamamlanan ya da tamamlanmak üzere olan projelerin yol açtığı, açacağı arsa spekülasyonunun önüne geçilmeli, otoyolların çevreleri özellikle Kuzey İstanbul projelerinin çevreleri sit alanı ilan edilerek imara açılması önlenmelidir. Projelerin özellikle dış finansmanın ortaya çıkan sorunlarını aşmak amaçlı, merkezi bütçeye paralel kurulan Varlık Fonu, başta İşsizlik Sigortası Fonu, özelleştirme fonu kaynaklarını kullanarak, ortak firmalara desteği amaçlamaktadır. Kamu denetimi dışında tutulan ve özellikle işsizlik fonunun yağmalanmasını amaçlayan bu girişimin iptali istenmelidir.