MMO: “Sanayide Kârlar Düşüyor, Ücretliler Hedefte”
Makina Mühendisleri Odası açıkladı: Sanayi firmaları, üretim yerine döviz spekülasyonu ile kazanca yöneldi. Döviz kazançları kârların yarısını geçti. Yatırımlar askıda, ücretliler hedef tahtasında.
İlk 500 büyük firmanın, 2014’te dövize yatırımdan sağladıkları kazanç, üretim kârını geride bıraktı. Bu durumun 2015’te de yaşanmış olduğu ve işverenlerin maliyetleri azaltmak için ücretleri baskılamanın yanında tensikatı hızlandıracakları uyarısı yapıldı.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası, her ay iktisatçı-yazar Mustafa Sönmez’in katkısıyla hazırladığı sanayinin sorunları bülteninin on üçüncüsünü“Sanayinin Kârları ve Ücretler”konusuna ayırdı.
Merkez Bankası, Hazine, TÜİK ve İSO verileri kullanılarak yapılan araştırmada büyük sanayi firmalarının kârları analiz edildi ve 2001 krizi öncesi yoğun yaşanan üretim dışından (yüksek faizden) sağlanan kazanç çarpıklığının bugün döviz spekülasyonundan kâr şeklinde yeniden yaşanmaya başladığına dikkat çekti.
Araştırmanın bulguları şu başlıklarla ifade edildi:
İSO 500 Büyük Firma verilerinden yapılan analizde, sanayi firmalarının döviz (kambiyo) kazancı ağırlıklı “üretim dışı gelir”in toplam kârlara katkısı, 2014 yılında yüzde 50’yi aştı. Kaynaklarını, sanayi yatırımı yerine dövize bağlayarak kur artışlarından yararlanma eğiliminin 2015’te de sürdüğü tahmin ediliyor.
Dövize yatırımdan kazanç odaklı “üretim dışı gelirler”, firmaların dönem kârından ayıklandığında, sanayi faaliyetinden elde edilen yıllık kârlar 2014 yılında 13,4 milyar TL’ye kadar düştü. Üretimden gelen kâr, işçi sayısına bölündüğünde işçi başına kârların hızla azalmakta olduğu saptandı. 2009–2014 arası yüzde 24 artmış görünen işçi başına cari kârlar, aynı dönemin yüzde 34 artan enflasyonundan arındırıldığında, reel kâr düşüşü yüzde 14’ü buldu.
Merkez Bankası’nın TÜİK verilerinden yaptığı bir hesaplamada, sanayide en önemli maliyet kalemlerini yüzde 59 ile hammadde, yüzde 16 ile de ücretler oluşturmaktadır. Bu durumda önümüzdeki aylarda sanayi firmalarının, ithal girdide kur artışlarından kaynaklanan maliyet artışlarını fiyatlara yansıtmaları kaçınılmaz olurken bu fiyatlarla rekabet ve pazar sorunları daha da büyüyebilecektir.
Diğer önemli maliyet kalemi sayılan ücretlerde ise ücret artışlarını frenlemek, hükümetten ücretten alınan vergi ve prim konularında indirim kolaylığı istemek şimdiden gündemdedir. Bunun yanı sıra şirketlerin işten çıkarma yolunu daha çok kullanmaları, ama buna ayak bağı olan kıdem tazminatı yükünde de hükümetten kolaylık istemeleri bekleniyor.
Özellikle son 10 yılda sanayinin niteliksel gelişme göstereceği sağlıklı politikaların üretilememesi sonucu, kırılganlık artmış ve firmalar, risk almak yerine 2014’te örneği görüldüğü gibi kaynaklarını kolayca, yüksek getiri vadeden döviz ticaretinde kullanmaya başlamışlardır. Kurlar ve faizlerde dalgalanma yaşandığı sürece bu firma davranışı sürecektir. Bu, aynı zamanda sanayi yatırımları için kullanılması beklenen kaynakların üretim-yatırım yerine döviz spekülasyonuna yönelmesi anlamına gelmektedir.
Bu sağlıksız yönelişin bir diğer olumsuzluğu ücretliler üstünde görülecektir. Firmalar, üretimi ve yatırımı arka plana attıkları için yeni istihdamdan kaçındıkları gibi mevcut istihdamı azaltma, maliyetleri indirmek gerekçesiyle ücretleri baskılama yoluna gideceklerdir. 2015 yılında örnekler görülmeye başlanan bu davranışların önümüzdeki aylarda artma ihtimali yüksektir.
Sorumsuz politikalar ve kâr–birikim öncelikli bu siyaset ve firma davranışları karşısında mağduriyet yaşayacak olanlar beyaz yakalısı, mavi yakalısı ile ücretliler olacaktır. Örgütlenmek, daha güçlü bir biçimde sendikal mücadele vermek ücretliler için daha da önem kazanacaktır.