Sanayide maliyetler ve fiyatlar artıyor
Makina Mühendisleri Odası araştırmasına göre dolarla girdi ithali artışı ile 2015’te başlayan maliyet ve fiyat artışları sürecek.
Dayanıklı tüketim mallarındaki 2015 fiyat artışları ortalama yüzde 15’i buldu. Maliyetlerin fiyatlara yansıtılmasıyla 2016 enflasyonunun çift haneye sıçraması güçlü olasılıklar arasında.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO), her ay iktisatçı-yazar Mustafa Sönmez’in katkısıyla hazırladığı sanayinin sorunları bülteninin on beşincisini “Sanayide maliyetlerin artışı ve fiyatlara yansıması” konusuna ayırdı. TÜİK, TCMB ve Hazine Müsteşarlığı verileri kullanılarak yapılan araştırmada 2015’teki üretici fiyatlarının ayrıntısı incelendi ve enflasyona yol açan döviz fiyatları ile diğer maliyet kalemleri üstünde duruldu.
Araştırmanın bulguları şu başlıklarla ifade edildi:
2014’te belirginlik kazanan ve 2015’te hızlanan TL’nin dolar karşısındaki değer kaybı, ithal girdiyi yoğunlukla kullanan birçok sanayi dalında maliyet artışlarına yol açtı. 2015’te çeşitli ev elektroniği, elektrikli cihazlar, beyaz eşya ve otomobil fiyatlarında, ortalama 13-15 dolayında fiyat artışları kaydedildi.
2015’te mobilya, tekstil, elektrikli teçhizat, makine, metal ürünler, bilgisayar-elektronik sanayilerinde fiyatlar yüzde 10-14 arasında arttı. Bu sektörlerin çoğu ithal girdi kullanımı yüksek sektörlerdir ve kurlardaki yükselişin sürmesi ile fiyat artışları da sürebilecektir.
2015’te en yüksek zam gören sanayi ürünü, elektrikli süpürge oldu ve yüzde 66 artış gördü. Bunu cep telefonlarının yüzde 58 ile izlediği gözlendi. TV setleri, bilgisayarlar, fırın, klima gibi beyaz eşya kategorindeki ürünler de en çok zamlanan sanayi ürünleri oldu. Buzdolabı ve çamaşır makinesinin de fiyatları 2015’te yüzde 15-16 dolayında artırıldı. Dizelli otomobillerin 2015’te yüzde 17, benzinlilerin yüzde 14 zam gördükleri ve önceki 6 yılın fiyat artış ortalamasını 8 puan geçtikleri anlaşılıyor.
Konutta 2011-2015 dönemi ortalama yıllık fiyat artışları yüzde 12,7’yi bulmaktadır. Aynı dönemde sanayi ürünlerinin ortalama yıllık artışı yüzde 7’dir. Bu da konuttaki fiyat artışlarının, sanayi ürünlerinin ortalama fiyat artışını 6 puana yakın geride bırakması demektir.
Konut satışlarının dörtte birinin gerçekleştiği İstanbul’da 2015’te fiyatların yüzde 23’e yakın arttığı anımsandığında, sanayi fiyatlarıyla farkın 18 puana yakı n, devasa bir boyuta çıktığını ayrıca hatırlatmak gerekir. Bu da özellikle son 10 yılda konuta, özellikle İstanbul’da yatırımın neden öncelik aldığı sorusuna bir başka yanıt sayılabilir.
Özellikle dövizin ucuz olduğu zamanlarda üretim kurgusunu ithal girdiye bina etmiş sanayi dalları, işyerleri, kurdaki sıçramalar karşısında artan maliyetlerini fiyatlara yansıtmaya mecbur hissediyorlar. Hammaddenin, girdilerin, toplam maliyette yüzde 60’a yakın payının olduğu imalat sanayiinde, bu yansıtmanın sürme ihtimali yüksektir.
Bunun yanı sıra, imalat sanayii maliyetlerinde yüzde 16 ağırlığı olduğu bildirilen işçi ücretlerinde de 2015’ten başlayan ve özellikle 2016’da hissedilecek bir artış söz konusudur. Asgari ücrete yapılan yüzde 30 dolayındaki artışın bir kısmı Hazine’ce karşılanmakla beraber, zamlara bahane gösterilmektedir.
Enerjide dünya fiyatlarında yaşanan düşüş ise ürünlerin maliyet azalışlarına yol açacak bir enerji ucuzlamasıyla sonuçlanmamıştır. Enerji kaleminin toplam maliyetlerde payı yüzde 5 dolayındadır. Bu nedenle bu kalemde fiyat düşüşleri yaşansa bile, bu, toplam maliyet artışlarını telafi edecek boyutta olmayacaktır.
Maliyet artışlarının fiyatlara yansıtılması ile artacak fiyatların talep tarafında nasıl bir etki yapacağı ise merak konusudur. Bu fiyatların hem iç hem de dış talebi düşürmesi birçok sanayi firmasına zor zamanlar yaşatabilecektir.