SANAYİNİN SORUNLARI BÜLTENİ-47: KRİZ SANAYİ ODAKLI DERİNLEŞİYOR

TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO), her ay iktisatçı-yazar Mustafa Sönmez’in katkısıyla hazırladığı sanayinin sorunları bülteninin 47’ncisini kriz ve sanayi konusuna ayırdı. 

Kriz, sanayi odaklı derinleşiyor

Derinleşen krizin sanayi odaklı olmaya başladığına dikkat çekilen analizde, inşaata girdi veren sektörlerle iç talebi hızla daralan dayanıklı tüketim malı üreten sektörlerin krizden en olumsuz etkilenen alt dallar olduğuna dikkat çekildi. Sanayide işçi çıkarmalarının hızlandığına ve işsizliğin hızla tırmanacağına dikkat çekilen araştırmada yatırımlardaki sert düşüşe de uyarı yapıldı. MMO analizinde 2019 için ekonomide düzelme belirtilerinin çok zayıf olduğu vurgulandı.

Analizde şu noktalara vurgu yapıldı:

  • Türkiye ekonomisi 2018’in son çeyreğinde yüzde 3 küçülürken 2018’in tamamında ancak yüzde 2,6 büyüyebildi. Bu dönemde GSYH, TÜİK’in dolarla ifadesine göre, 784 milyar dolara kadar gerilemiş görünüyor. Bu, dolar bazında 2017’ye göre yüzde 8 dolayında daralmadır. GSYH, 2018 nüfusu kabul edilen 82 milyon kişiye bölündüğünde de kişi başına gelirin 9 bin 632 dolara gerilediği ve 2017’deki 10 bin 602 dolardan yaklaşık kişi başına bin dolar azaldığı sonucuna ulaşılıyor. Böylece, Türkiye’nin kişi başına geliri 1,4 milyar nüfusu olan Çin’in kişi başına geliri düzeyine indi.
  • Sanayinin GSYH içindeki payının yüzde 23,6 ile ilk sırada olduğu, imalat sanayinin payının yüzde 20’yi bulduğunun hatırlanması halinde, krizin sanayi odaklı olarak derinleştiğini söylemek yanlış olmayacaktır.
  • Nitekim sektörel katma değerlerin bir önceki yılın aynı çeyreklerine göre değişimine bakıldığında, GSYH’deki payı yüzde 24’e yaklaşan sanayide 2018 son çeyrekteki küçülmenin yüzde 6,4 olarak çok önemli bir yer tuttuğu görülmektedir.
  • GSYH’deki büyüklüğü yüzde 20 olan imalat sanayiinde son çeyrekteki daralma yüzde 7,4 ile daha belirgin ve merkezde durmaktadır.
  • Sanayinin 4 çeyrek ya da 12 aydır iniş halinde olması, krizin odağının sanayi olduğunu teyit ediyor. Sanayide birikimli kayıp yüzde 7’yi buluyor. Birikimli kayıp GSYH’de ise yüzde 3,1 olarak izleniyor.
  • Sanayi üretim endeksi verilerine mevsimsellikten arındırılmış olarak bakıldığında resesyonun hissedildiği Temmuz 2018’den en son verinin yayımlandığı Ocak 2019’a kadar 7 ayda en çok daralmanın ağaç işleme sanayinde yüzde 24’e yakın yaşandığı gözlemleniyor. Onu izleyen demir-çeliği de içeren ana metal sanayiinde küçülmenin yüzde 15’e yaklaştığı anlaşılıyor. İnşaat ile doğrudan ilgili “Metalik olmayan Mineral Ürünler” diye tanımlanan ve çimento, cam, seramik, tuğla vb. gibi inşaat girdilerini içeren alt sektördeki 7 aylık birikimli küçülmenin yüzde 14’e yaklaştığı anlaşılıyor.
  • İnşaata girdi sağlayan alt sektörlerden sonra, beyaz eşya, elektronik ev eşyalarını üreten sektör ile otomotiv ürünlerini izleyen sektörlerde analize konu 7 ayda yüzde 10’a yaklaşan daralmalar olduğu gözleniyor.
  • Milli gelir verileri, yatırımlarda iki çeyrektir artan bir gerileme eğilimine işaret ediyor. Yatırımların 2018’in tamamında GSYH içindeki payı yüzde 28,4 olarak gerçekleşti. Ekonominin yüzde 3 küçüldüğü 2018 son çeyreğinde yatırımların GSYH içindeki payı yüzde 26,8’e düşerken, son çeyrekte yatırımlar 2017 son çeyreğine göre yüzde 13’e yakın daralma gösterdi.
  • Yatırımların inşaat ve makine-teçhizat biçimindeki kırılımı, sanayi yatırımları hakkında da bilgi verir. 2017 ve 2018’in 8 çeyreği dikkate alındığında inşaat yatırımlarının son 2 çeyrekte negatife düşmesine karşılık makine-teçhizat yatırımlarının 3 çeyrektir gerilediği görülüyor. Daralan makine-teçhizat yatırımları, sanayinin geleceği açısından çok olumsuz sinyaller vermektedir.
  • Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın 2018 son çeyreğinde yüzde 3 küçülmesine paralel olarak beklenen işsizlik artışı, sanayide önemli istihdam kayıplarının başladığına işaret ediyor. Aralık 2018’de yüzde 13,5’u bulan işsizlik, Türkiye’nin son 30 yılının en yüksek işsizliğine çok yaklaşmış durumda. Aralık 2017’de yaklaşık 3,3 milyon olan işsiz sayısı bir önceki yıla göre 1 milyon kişi artarak 4,3 milyonu buldu. Kasım döneminde sanayide çalışanların sayısı 40 bin azalmıştı. Aralık döneminde ise 182 bin azaldı. Belli ki işverenler düşen üretimlerine hemen tepki vermeyip bir süre sabrettiler ama sonunda işten çıkarmalara hız verdiler.
  • Türkiye ekonomisi ve onun omurgasını oluşturan sanayi, 2018 yılının ikinci yarısında durgunluk, ardından küçülme yaşadı. Anlaşıldı ki, bazı sektörlerde kan kaybı çok önceden başlamış. 2019’un ilk çeyreğini (Ocak-Mart) bitirmeye az kalmışken daralma konjonktürünün sürdüğünü, toparlanma yönünde eğilimin olduğunu söylemek pek mümkün görünmüyor. Bankalarda kredi musluklarını biraz gevşetecek kadar kaynak olsa bile iç talep hala zayıf. Tüketicinin kullanabileceği kredilerin faizleri hala yüksek. Ayrıca, sert düşüş yapan tüketimi canlandıracak gelir beklentisi de yok. Yatırımcıların iştahını kabartacak siyasal ve ekonomik adımlar da görünürde yok. 31 Mart yerel seçimlerini her şeyin önüne çeken rejim, herkesi “bekle-gör” davranışına yöneltince tüketim de yatırım da bekle-gör kararında sabitlendi.

Please follow and like us:

Tarih: Mart 20, 2019, kategoriler: Genel Yazar: