TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ’ın Enerji Verimliliği Üzerine ANADOLU AJANSI’na Açıklaması

TMMOB Makina Mühendisleri Odası

Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ’ın

Enerji Verimliliği Üzerine ANADOLU AJANSI’na Açıklaması

(15.11.2008)

Türkiye bugüne kadar enerji ihtiyacını esas olarak yeni enerji arzı ile karşılamaya çalışan bir politika izlemiştir. Dağıtımda, kaçaklarla birlikte % 18’e ulaşmış kayıplar ve nihai sektörlerde yer yer % 50’nin üzerine çıkabilen enerji tasarrufu imkanları göz ardı edilmiştir. Enerji ihtiyacını karşılamak üzere çok pahalı yatırımlar devlet eliyle ve daha sonra desteklerle özel sektör eliyle yapılırken, tasarruf için hiç bir projeye destek olunmamıştır. Böylece bu kayıpların devamı ile birlikte enerjideki dışa bağımlılık Türkiye için ciddi boyutlara ulaşmıştır.

2009 yılına doğru baş göstermesi beklenen enerji açığını karşılamak üzere, yine kapsamlı bir enerji tasarrufu planı yerine (sadece bir kaç tavsiye yapılarak), en kısası bir kaç yıl sonra devreye girebilecek rüzgardan nükleere geniş bir yelpazede yer alan yeni santrallerin ihale edilmesi için hazırlık çalışmalarının hızlandırıldığını kamuoyu bilmektedir. Oysa Türkiye’nin bundan sonra izlemesi gereken politika “önce enerji tasarrufu için yeni yatırım yapılması, bu yatırımlarla sağlanan tasarruflar yeterli olmaz ise yeni enerji üretim tesisi yatırımı” olmalıdır. Önümüzdeki yıllarda yaşanması beklenen enerji sıkıntısının aşılması için yapılması gereken en önemli uygulama, tasarrufa yatırımdır.

Enerji verimliği ve tasarrufu; “enerji tasarrufu, ‘ihtiyaç olduğu halde enerjinin kullanılmaması veya az kullanılması’ değil; enerji içeriği olan atıkların değerlendirilmesi, teknik ve teknolojik önlemlerle enerji verimliliğinin arttırılması ve mevcut enerji kayıplarının önlenmesi yoluyla tüketilen enerji miktarının ekonomik kalkınmayı ve sosyal refahı engellemeden, çevre için olumlu etki yaratarak en aza indirilmesi” olarak tanımlanmaktadır. Bu anlayış gelişmiş dünya ülkelerinde yeni enerji politikasının ana unsurunu oluşturmuştur.

Enerji tasarrufu enerji temini alternatiflerinin en önemlilerinden birisidir ve tasarruf edilerek kazanılabilecek enerjiyi üretmek için, elektrik santralleri, rafineriler, boru hatları gibi çok daha büyük boyutlu yatırımlara ve uzun zamana ihtiyaç duyulmaktadır.

Tasarruf edilen enerji küçük boyutlu, ama kümülatifte oldukça önemli olarak değerlendirilebilecek oran ve miktarda birçok noktadan aynı anda hızla geri kazanılabilecek ve daha küçük boyutlu çok sayıda yatırımcıya yayılmış ve faizlerle büyük finans kuruluşlarından alınmış borçlara ihtiyaç duymayan yatırımlarla elde edilebilecek bir enerji kaynağıdır.

Enerji verimliliği ile;

  • Fabrikalarda üretim kademelerindeki enerji tüketiminin azaltılması ile ürün maliyetlerindeki düşüş, sanayi kuruluşlarının iç ve dış pazardaki rekabet şansını artırmakta,

  • Binalardaki enerji tüketimi, içinde yaşayan insanları üşütmeden ve hatta konfor şartları iyileştirerek düşürülmekte ve verimli cihazlarla aile veya işletme bütçesindeki ısıtma elektrik giderleri azalmakta,

  • Sokak ve caddeler daha az enerji harcanarak daha iyi aydınlatılmakta,

  • Ulaşımda yakıt tüketimi düşük araçların tercih edilmesi ve hız limitlerine uyulması ile sürücülerin daha az yakıt harcaması yapması sağlanmakta,

  • Mevcut verimsiz sistemi iyileştirmek için ciddi bir istihdam ve ticaret potansiyeli yaratılmakta,

  • Büyük metropollerde ısıtma ve araçlardan kaynaklanan emisyonlarda azalma olduğundan halk sağlığı açısından sosyal yararlar elde edilmekte,

  • Elektrik üretiminde üretim yöntemi olan kojenerasyon yönteminin kullanılmasıyla, ısı, buhar ve elektrik daha verimli olarak elde edilmektedir.

Odamız enerji verimliliğine yönelik aşağıdaki kapsamlı önerileri kamuoyunun dikkatine sunmaktadır.

ENERJİ VERİMLİLİĞİNE YÖNELİK ÖNERİLER

  • Enerji tasarrufu çalışmalarında, bütün gelişmiş ülkelerde sağlanan başarı, devletin çok çeşitli şekillerde çalışmaları mali olarak desteklemesiyle sağlanmıştır. Bu nedenle Hazine Müsteşarlığı tarafından yayınlanan ülkemizdeki teşvik mevzuatı, Enerji Verimliliği Kanunu çerçevesinde gözden geçirilmeli, enerji verimliği proje desteği ayrı bir kalem olarak mevzuatta yer almalı, yıllık mali destek miktarı enerji planında öngörülen yıllık tasarrufun karşılığını aşmayacak şekilde veya bu miktarın bir oranı olarak belirlenmelidir. Küçük sanayici/KOBi’ler ve halk için basit bürokratik işlemlerle enerji verimliliğini destekleyecek mali teşvikler, yine arz planına konan enerji tasarrufu miktarı ile uyumlu olarak yönlendirilmelidir. Hazine Müsteşarlığı’nca verilen enerjinin satış fiyatlarının altında teminine yönelik teşvikler, enerji tüketimini körükleyici bir etki yaratacağı için kesinlikle yürürlüğe sokulmamalıdır.

  • Teşviklere ve özellikle de halka ve küçük sanayiciye tasarruf yatırımlarında kaynak sağlamak için başlangıç yılında hibelerle bir fon oluşturulmalı, daha sonra enerji hizmet şirketlerinin (doğal gaz ve elektrik satış şirketleri) EPDK’nın organizasyonu altında, müşterisi başına vereceği yıllık 3 YTL gibi bir ödeme ile beslenmelidir.

  • Elektrik enerjisi kaçak oranlarının yüksek olduğu il ve ilçeler için bölgenin sosyal, ekonomik özelliklerine uygun strateji ve faaliyet planları hazırlanmalıdır. Geçim problemi olduğu belgelenmiş olan ailelere diğer bazı ülkelerde uygulandığı gibi, aylık belirli bir seviyede (örneğin 250 kWh’e kadar, bugünkü tarifelerle yaklaşık 50 YTL) ücretsiz elektrik verilerek, eğer bu değer aşılırsa tamamı ücretlendirilecek şekilde bir sistem kurularak tahakkuk oranı arttırılmalıdır. Böylece aşırı ve verimsiz tüketimin önüne geçilebilecektir. Ticari işletmelerin kaçak elektrik tüketimi en ağır şekilde cezalandırılmalı ve bu kuruluşlar teşhir edilmelidir.

  • Talebin yönlendirilmesi en popüler ve en maliyet etkin enerji yatırım programıdır. Ülkemizde ise son yıllarda özelleştirme ve serbestleştirme sürecinde yürürlüğe konan yasal düzenlemelerde bu konuya yapılmış ciddi bir atıf yoktur. Sektörü düzenleyen mevzuatta arz şirketlerine bu konuda yükümlülükler getirilmesi için değişiklikler yapılmalıdır.

  • Piyasada satılan elektrikli ev aletlerinin üzerinde, enerji verimliliğini gösteren bir etiket bulunmaktadır. Halkın alım sırasında tercih yapmasını sağlamak üzere bilinçlendirme çalışmaları yapılmalı, hatta 20 yaş üzeri otolara yapıldığı gibi kampanya şeklinde bir vergi indirimi ile bu verimsiz cihazların stoktan çekilmesi sağlanmalıdır. Verimli aydınlatma ile ilgili kapsamı milyonlarla ifade edilen büyük boyutlu demonstrasyon projeleri yürütülmeli, gerekirse devlet teşvik vermelidir.

  • Enerji Verimliliği Kanunu ile getirilen “proje destekleri” ve “gönüllü anlaşmalar” maddesinin yaratacağı olumlu ortamdan maksimum düzeyde faydalanılmalı ve sanayi ile verimliliği artırıcı, enerji yoğunluğunu ve emisyonları düşürücü ortak çalışmalar yapılmalıdır. Teşvik edilecek teknoloji ve ekipman listeleri baştan belirlenmeli ve iki yılda bir yenilenmelidir. Gönüllü anlaşmalar kapsamına verimli taşıt ve verimli cihaz üretimini desteklemek üzere ilgili sanayi kuruluşları da alınmalıdır. Enerji yoğun sektörlerle veya çok büyük tesislerle pazarlıklar yaparak enerji verimliliği artırma hedefleri belirlenmeli, bu tesislere teşvik öncelik ve kolaylıklar, sağladıkları ülke yararına orantılı şekilde verilmelidir.

  • Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nca, sektörlerde bugün ve gelecekte beklenen kapasite ihtiyacı, sanayi dalının katma değer katkısı, istihdam katkısı, çevre kirliliği, enerji tüketim yapısı gibi kriterleri göz önüne alınarak öncelik göstergeleri belirlenmeli bu göstergelere göre sanayi tesislerinin kurulması, kapasite artırımı konusunda planlama yapılmalı ve plana uygun izin veya teşvik verilmelidir.

  • Ülkemiz sanayisinin enerji yoğunluğunu sektörel yapılanma değişikliği ile azaltmak üzere çalışmaların yapılması gereklidir. Bunun için enerji verimliliğinin artırılmasının yanı sıra sanayinin enerji, emek ve kaynak yoğun üretimden ileri/yüksek teknoloji yoğunluklu ve enerji yoğunluğu düşük olan bir üretim ve sanayi yapısına geçmesi gerekmektedir. Örneğin çok yüksek girdili ithal hammadde ile çalışan, yüksek oranda enerji harcayan, çevreyi çok kirleten ve istihdam katkısı az olan bir sanayi dalı ihracat kapasitesi yüksek de olsa ülkemiz için uygun değildir. Bunun için en kısa zamanda sanayi planlaması yapılarak teşvikler ve tesis kurma izinleri buna göre verilmelidir. Böylece ülkemizin enerji yoğunluğu değerleri düşme trendine girecektir.

  • Yeni binalar için yürürlükteki Isı Yalıtımı Yönetmeliğinin revizyonu yapılırken mevzuatın daha da sıkılaştırılması için bir program belirlenmelidir. Mevzuat düzenlemeleri mevcut binaların rehabilitasyonu konusunda da teşvikler ile destekli olarak yürürlüğe konmalıdır.

  • Binaların, ilgili yönetmeliği yürürlüğe girdikten sonra Performans Sertifikası ile alınıp satılması sağlanmalı, müteahhitlerin ısı kayıpları hususunda profesyonel sorumluluk garantisi vermesi için yasal düzenlemeler getirilmelidir. Yerel yönetimlerin denetim konusundaki yetersizliği ile ilgili problemler çözülmeli, yerel yönetimler ve yapı denetim kadrolarının eğitimleri tamamlanmalıdır. Yapı Denetim Firmalarının doğrudan müteahhitlerle ilişkili olan akçeli denetleme prosedürü Yapı Denetim etkinliğini düşürmektedir. Müteahhit ve Yapı Denetim firmaları arasında hizmet bedellerinin ödenmesi ve denetim raporlarının verilmesi ve izlenmesinde görev yapmak üzere, bünyesinde TMMOB ve ilgili Odalarının da yer aldığı bağımsız bir kuruluş yer almalıdır.

  • Müteahhidi ve/veya bina sahibini bilgilendirmek üzere, bina ısı tesisatında kullanılacak malzeme ve projelendirme ve klima seçimi ve kullanımı konusunda kriterler belirlenmelidir. Bina ısıtması ve gittikçe ısınan yaz aylarındaki soğutma için, merkezi üniteler planlanmalı, 8’in üzerinde bağımsız alana sahip binalarda kombi tipi bireysel ısınma sistemlerine izin vermemek üzere mevzuat değişikliği yapılmalıdır. Mevcut binalarda ise “merkezi”den bireysele dönüşüm zorlaştırılmalıdır. Uygun olduğu durumlarda bölge ısıtması da yapılarak elektrik üretimi de yapılmalıdır. Büyük konut sitelerinde merkezi klima ve ekonomik ise buz depolamalı sistemler ile ticari tesislerde (alışveriş merkezi, hastane, otel vs.) kojenerasyon teşvik edilmelidir.

  • Devlet tarafından kullanılan hizmet binalarına ve konutlara yönelik geniş kapsamlı ve hedefi belli olan bir enerji tasarrufu programı başlatılmalıdır. Ayrıca ihale mevzuatında, enerji verimi yüksek, taşıt, malzeme ve ekipmanın ilk satış maliyeti yüksek de olsa satın alınabilmesini sağlayacak ömür boyu maliyet analiz yönteminin kullanılması gibi esneklikler getirilmelidir.

  • Mevcut binaların rehabilitasyonu (çatı izolasyonu, çift cam uygulaması) için sade vatandaşın yararlanabileceği finansman destekleri sağlanmalı ve enerji hizmet sektörünün (doğal gaz ve elektrik satış firmaları) katkıları ile yaratılan fonlardan tahsisat ayrılmalıdır. Bu konuda büyük kapsamlı demonstrasyon projeleri uygulamaya konulmalıdır.

  • Enerji verimli mimari tasarımlara yönelik mimar, müteahhit ve mühendislerin bilgilendirilmesi için meslek odaları, mimarlık büroları, müteahhitlik şirketleri, v.b. ile kamu kuruluşlarının ortak eğitim projeleri gerçekleştirmesi ve enerji verimliğinin binanın dizayn aşamasında çeşitli disiplinlerin entegre biçimde çalışması ile sağlanması gerçekleştirilmelidir.

  • Ulaşımda enerji verimliği çalışmalarının, çevresel etkiler de dikkate alınarak, ilgili tüm alanlarla bir arada ve bir bütün olarak değerlendirilmesini sağlayan ulusal bir politika içinde sürdürülmesi esas alınmalıdır. Ulaştırma Bakanlığı’nca gerçekleştirilecek ulaştırma master planlarında, birim enerji tüketimi daha düşük olan sistemlere (demiryolu ve denizyolu) öncelik verilmesi, mevcut sistemlerin kapasitelerinin tam olarak ve verimlilikleri geliştirilerek kullanılması ve ulaşım sektöründeki petrol bağımlılığının azaltılması hedeflenmelidir. Ulaşım, taşıma ve otomotiv sektörüne ilişkin mevcut yasalar bu esaslar doğrultusunda gözden geçirilmelidir.

  • Topografik ve jeolojik yapıya ek olarak tarihi dokunun da etkisiyle sorunları çok zorlaşan kentlerdeki çözümler için de daima “yenilikçi” düşünülmeli, daha az enerji tüketen kentsel kitle taşıma sistemleri yaygınlaştırılmalıdır. Büyük kentlerde etkin bir toplu taşıma sistemi kurulurken, küçük taşıt kullanılmasını zorlaştıracak önlemler de alınmalıdır. Bu kapsamda, toplu taşıma sistemlerinin sadece ana yollardan değil ara caddelerden de geçerek servis yapmaları, frekansın ve hizmet düzeyinin fazla olması planlanmalıdır. Ülke şartları göz önüne alınarak yolculuk alışkanlıklarının değiştirilmesine yönelik programlar hazırlanmalı, özellikle bisiklet kullanımının şehir içi ve turizm alanlarında kullanımı için gerekli alt yapı hazırlanmalıdır.

  • Belediyelerin son yıllarda izlendiği gibi özellikle şehir içi ulaşımında yakıt tüketimini artıran savurgan yatırımlarına izin verilmemelidir. Belediyeler, özellikle sokak aydınlatması, ulaşım hizmetleri ve trafik düzenlemeleri gibi hizmetlerinde verimliliği öncelikli olarak göz önüne almalıdır. Bu konuda merkezi otoritenin yönetmelik ve kurallarına uyma, belediye sınırları içinde enerji tüketimini etkileyecek tüm hususlar için teknik onay alma zorunluluğu getirilmelidir.

  • Denizyolu ve demiryolu ulaşım sistemlerinde atıl kapasitelerin de değerlendirilmesi için işletme iyileştirmeleri yapılmalıdır. AB’de uygulanmakta olan “hızlı deniz yolları” yönteminin en kısa zamanda ülkemizde de uygulanması için gereken önlemler alınmaya başlanmalıdır. Denizyolu ulaşımında, başta yaş sebze ve meyve taşımacılığının çok olduğu Antalya, Muğla ve İzmir gibi iller ile Doğu Karadeniz limanlarının İstanbul bağlantılarına Ro-Ro seferlerini özendirici çalışmalar başlatılmalıdır. İskenderun, Antalya ve İzmir deniz bağlantısının etkin kullanılmasını sağlayıcı tedbirler alınmalıdır. Deniz kenarındaki tüm kasabalar ve şehirlerarasında yük ve yolcu taşıması için seferler düzenlenmesi için teşvik ortamı yaratılmalıdır.

  • Demiryoluna göre 2 misli, hızlı suyoluna göre neredeyse 3 misli daha fazla enerji tüketen karayoluna yapılmakta olan bütün yeni yatırımlar durdurulmalı, özellikle de can ve mal güvenliğini tehdit eden standart dışı “Duble Yol” yatırımları gözden geçirilmeli, ağırlık demiryollarına verilmelidir Yatırım maliyetleri, enerji tüketimi ve emisyon değerleri dikkate alındığında, geleceğe dönük artan talepleri karşılamak için demiryolu hatlarına öncelik verilmeli, bunların süratle çoğaltılması, yenilenmesi ve etkin kullanılmasına yönelik yatırım hamleleri başlatılmalıdır. Yeni bir demiryolu ağı saptanmalı ve hatlar yüksek standartlı olarak yapılmalıdır.

  • TCDD’nin araç parkı bakımından çok fakir olduğu, aktif park içinde toplam kapasitenin sadece % 69 oranında faal olarak kullanıldığı görülmektedir. Demiryollarının mevcut durumu ile bile etkinliğinin artırılması gereklidir. Bu amaçla gerekli yeni yatırım ve iyileştirme çalışmalarına ağırlık verilmelidir.

  • Ulaşım sektöründe yüksek yakıt tüketimine sahip taşıtlar ile eski araçların kullanımdan çekilmesi hızla planlanmalıdır. Ömrünü tamamlamış araçların dolaşımdan kaldırılması ve araç parkının yenilenmesi için gerekli önlemler alınmalıdır. Buna da 50.000 den fazla binek taşıtı olan ve çoğu verimsiz olan kamu sektöründen başlanmalıdır. Kamu sektörünün çok özel amaçlar dışında binek aracı olarak 1400 cc motor hacminden büyük araç satın alması yasaklanmalı, mevcut parkta olan araçlar da bir plan dahilinde değiştirilmelidir.

  • Ulaşımda enerji verimliliğinin artırılmasına yönelik olarak yurt içinde üretilen araçların birim yakıt tüketimlerinin düşürülmesi ve araçlarda verimlilik standartlarının yükseltilmesi için otomotiv sektörü ile işbirliği yapılmalıdır. Taşıt emisyonlarının kontrolü, yani ayarlarının tam olmasının sağlanması gerekmekte olup, fenni muayeneler daha düzgün hale getirilmeli ve fenni muayene/vergi ilişkisi kesinlikle kesilmelidir. Araç alım ve satımında “emisyon vergileri”nin uygulanmasına geçilmelidir. Daha az yakıt tüketen yeni yakıt, motor ve araç teknolojileri geliştirilmeli, teknolojilerin biyodizel, hibrid, CNG ve elektrik motoru gibi uygulamalarla iyileştirilmesi amacıyla uygun yasal düzenlemelere gidilmeli ve bu teknolojilere uygun araçların üretim ve ithal edilmesi sağlanmalıdır.

Please follow and like us:

Tarih: Mayıs 17, 2018, kategoriler: Basın açıklamaları Yazar: