UYGULANAN POLİTİKALARLA ÜLKE SANAYİSİ ÇÖKERTİLİYOR

BASINA VE KAMUYUNA, 29 Temmuz 2002

UYGULANAN POLİTİKALARLA ÜLKE SANAYİSİ ÇÖKERTİLİYOR,

HALKIMIZ AÇLIĞA ve YOKSULLUĞA MAHKÜM EDİLİYOR

Yıllardır uygulanan neo liberal politikaların ülkemizi nereye sürüklediğini görmek için iki veriye bakmak yeterli olacaktır.

Bunlardan birincisi İstanbul Sanayi Odasının yapmış olduğu araştırma sonuçları.

İstanbul Sanayi Odası tarafından yayınlanan araştırma raporundan da anlaşıldığı gibi ülke sanayisi çökertilmektedir. Hazırlanan raporda ülke sanayisi 2001 yılından bu güne en kötü dönemini yaşamaktadır. Yıllardır üretimden, sanayileşmeden ve istihdamdan uzaklaşma politikaları sanayi üretiminin durmasına ve sürekli işsizliğe neden olmaktadır. Yapılan araştırmadan da görüldüğü gibi sanayide çalışan sayısı da bir önceki yıla göre %5,7 azaldı. Sanayi kuruluşlarının 1992 yılında 20 trilyon 159 milyar lira olan net karı yaşanan ekonomik kriz sonucu 2001’de 5 trilyon 589 milyar lira olarak gerçekleşti. Üretimden kaynaklanan gelirler kriz ile birlikte düşerken sermaye karlarının büyük oranı rant gelirleri ve faiz gelirlerinden elde edilmektedir. Araştırma sonuçları incelendiğinde sanayicinin önündeki en önemli engel olarak görülen sorunun başında iç piyasanın daralması gelmektedir. Bu veriler bizlere IMF programını sürekli olarak savunarak siyasal iktidara destek veren sermayenin gerçekleri görmesi gerektiğini göstermektedir.

İkincisi ise Birleşmiş Milletler Kalkınma Raporu;

Birleşmiş Milletler Türkiye Temsilciliğinin açıklamış olduğu Kalkınma Programı 2002 raporuna göre Ülkemiz eğitim, sağlık, gıda, kadın ve çocukların durumu, okuryazarlık gibi göstergelere göre 173 ülke arasında geçen yıla göre üç sıra gerileyerek yine sınıfta kaldı. Hazırlanan rapora göre ülkemiz yaşam standardı, politik-sosyal koşullar, okuryazar oranı ve eğitim durumu, yaşam beklentileri ile kişi başına gelir ve gelir dağılımı kriterlerinin esas alındığı insani gelişmişlik düzeyi sıralamasında ‘Orta gelişmişlik düzeyi’ grubu içinde yer aldığı görülmektedir.

Araştırmaya göre Ülkemizde; Sendikalaşma Oranı % 22, Toplam nüfusta Okuma yazma oranı % 85.1, Okur yazar olmayan nüfus % 14.9. Kadınların okuma yazma bilmeyenlerin oranı %14.6. Sağlıklı içme suyuna ulaşamayanların oranı % 17. Beş yaşın altında yeterli beslenemeyenlerin oranı % 8. Günde 1 dolar ile geçinen nüfus % 2.4, Günde 2 dolar ile geçinen nüfusun oranı ise % 18. Kamu harcamalarının % 2.2’si eğitime, % 3.3’ü sağlığa, % 4.9’u askeri harcamalara ve % 10.6’sı ise borç ödemelerine ayrılıyor. AR-GE payı % 0.5, Her 1 milyon Türkiyeliye 303 araştırma düşüyor. Türkiye’de en fakir % 10’luk kesim gelirden % 2.3, % 20’lik kesim ise % 5.8’lik pay alırken, en zengin % 10 gelirin % 32.3’ünü, % 20’lik kesim ise % 47.7’sini alıyor.

Küreselleşme ideolojisi ile özellikle 1980’lı yıllardan itibaren uygulanan neoliberal politikalar ülkemizde emekçi kesimleri eğitimden, sağlıktan ve sosyal güvenceden yoksun bırakmıştır. Siyasal iktidarlar uyguladıkları bu politikalarla ülkemizi yeniden yapılandıran emperyalist güçler IMF, DB istekleri doğrultusunda sanayimizi de çökme noktasına getirmişlerdir. Tüm ekonomik sektörler gibi sanayi de küreselleşmeden büyük çapta etkilenmiş, merkez ülkelerdeki teknoloji ve bilgi üretimi, çevre ülkelerdeki klasik sanayi üretimini taşeronlaştırmıştır. Kamu harcamalarına baktığımızda en temel ihtiyaçlar olan eğitim ve sağlığa ayrılan paylar kısıtlanmışken askeri harcamalar ve faiz ödemelerinin yüksek olduğu görülmektedir. Yıllardır uygulanan ekonomik politikalar sonucunda ülkemiz borçlarını zor döndüren bir ülke konumuna getirilerek sosyal devletin yapması gereken hizmetlere ayrılan paylar düşürülerek bu alanların özelleştirilmesi sağlanmıştır.

TMMOB Makina Mühendisleri Odası olarak yıllardır gerçekleştirdiğimiz Sanayi Kongrelerinde ülke sanayisini incelemiş ve karşılaşabileceğimiz sorunlar tespit edilerek ürettiğimiz çözüm önerilerimizi ilgililere ve kamuoyuna aktarmıştık. Ancak bağımsız, demokratik, üreten sanayileşen bir Türkiye için ürettiğimiz çözüm önerilerimize duyarsız ve ilgisiz davranan siyasal iktidarlar dün olduğu gibi bu gün de IMF / DB politikalarını hayata geçirmek için ard arda niyet mektupları vermektedirler. İktidarlar yıllardır Çökmüş IMF programları için ülkemiz laboratuar olarak görülmüştür. Son günlerde yaşanan siyasal kriz de aslında uygulanan IMF programının çöktüğünü gösteriyor. TMMOB Makina Mühendisleri Odası olarak üretim ekonomisinin hayata geçirilmesi için yıllardır yürütmüş olduğumuz mücadeleye karşı siyasal iktidarlar rant ekonomisini savunarak halkımızı yoksulluğa ve açlığa mahkum etmişlerdir.

TMMOB Makina Mühendisleri Odası olarak bu gidişe dur denmesini ve geçmişte kongrelerimizde önerdiğimiz politikaların hayata geçirilmesini, IMF / DB politikalarından derhal vazgeçilerek halkın ihtiyaçlarına cevap verecek sosyal devlet yapılanmasının hayata geçirilmesini talep ediyor, Önerilerimizi bir kez daha kamuoyuna duyuruyoruz.

  • Ülkelerin kalkınmasında sanayileşme en önemli kriterlerden biridir. Bugün de Türkiye’nin gelişmiş bir ülke olması; sanayileşmede izlenecek doğru politikalardan, teknolojide yenilikçi çalışma ve AR-GE’ den geçmekte, kaynakların doğru ve etkin kullanımı ile yatırımların ülke boyutunda gerçekleştirilmesiyle mümkün olacaktır.
  • Gümrük Birliği Anlaşması sonrasında sanayide ihracatın ithalatı karşılama oranı azalmış, Türkiye ekonomisinin belli mallardaki rekabet gücü, AB karşısında önemli ölçüde gerilemiştir. Sanayide yapısal dönüşümler gerçekleştirilmelidir.
  • Korumacılık oranlarının düşürülmesi, önemli ihracat sektörü olan tekstil–konfeksiyonda bile krizin yaşanmasına neden olmuş, atıl kapasite ve artan maliyetlerle bu sektörde bunalım derinleşmiştir. Tek taraflı anlaşmaların Türkiye sanayine zarar vereceği bir kez daha ortaya çıkmış, bu anlaşmalardan vazgeçilmelidir.
  • Teknolojinin hızla geliştiği bu dönemde, Türk sanayinin ayakta kalabilmesi ve rekabet gücünü arttırabilmesi, yeni teknolojileri kullanabilir ve üretebilir hale gelmesine bağlıdır. İnovasyon ve AR-GE çalışmalarına önem verilerek GSMH’nın en az % 1-1,5’u AR-GE’ye ayrılmalıdır.
  • Tüm işyerlerinin % 97’sini oluşturan KOBİ’ler istihdamın % 52’sini, sanayi gelirinin % 46’sını, katma değerin % 42’sini sağlamakta, buna karşılık % 26 ihracatta pay almakta, sanayiye verilen kredilerin ise ancak % 4’ünü kullanmaktadırlar. KOBİ’ler giderek ekonomik yaşamdan çekilmeye başlamalarıyla, sanayi için tehlike sinyalleri belirginleşmeye başlamıştır. KOBİ’ler desteklenmeli ve mevcut sanayi işletmelerinden verimli olanları çok uluslu tekellerin eline geçmesine izin verilmemeli gerekli önlemler alınmalıdır.
  • Türkiye sanayinin bugünkü yapısı mühendislerin bilgi, beceri ve teknik gelişme düzeyini önemli ölçüde etkilemekte ve ekonomik olarak bu kesimin gücünü giderek düşürmektedir. Yatırımların azalması, mevcut tesislerin teknolojilerini yenileyememesi, AR-GE çalışmalarının yeterli olmaması, mühendisleri bir teknisyen durumuna düşürmektedir. Mühendisler meslek dışı alanlarda çalıştırılmakta veya üretiminde egemen olan teknolojinin basit kullanıcısı durumuna düşürülmektedirler. Mühendislik eğitimi çağdaş düzeye getirilmeli, mühendislerin ülke sanayisine katkıda bulunabilmesi için gerekli önlemler alınmalıdır.
  • Sanayide planlamanın özendirici, yönlendirici ve sektörel bazda düzenleyici olması, kalkınmayı hızlandıracak ve sanayi ile bütünleştirecek bir düzeye getirilmesi sağlanmalıdır.
  • Bütçelerin faiz ödeme öncelikli bir aktarma organına dönüşmesine son verilmeli; yıllardır kısıtlanan eğitim, sağlık, adalet ve sosyal güvenlik, altyapı yatırımları gibi sosyal ve ekonomik harcamalar ile personel ödeneklerine ağırlık verilmelidir. Kamu tarafından sağlanan, her kademedeki eğitim ve sağlık hizmetleri parasız olmalıdır. Sağlık ve eğitim sektörüne bütçeden en az % 20 pay ayrılmalıdır.

  • Özelleştirmeler ve işten çıkartmalar derhal durdurulmalıdır.”Kaynak yaratma” adı altında ülkemizin bağımsızlığı, gelişmesi ve geleceği için stratejik önemi haiz olan savunma, ulaştırma, iletişim, enerji dağıtımı, madencilik, kentsel hizmetler, tarım vb. sektörlerdeki KİT’leri bile satmayı öngören politikalar derhal terk edilmelidir

Saygılarımızla,

TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI

Oda Sekreteri

Ali Ekber ÇAKAR

Please follow and like us:

Tarih: Mayıs 14, 2018, kategoriler: Basın açıklamaları Yazar: