Yangından Mal Kurtarırcasına Yapılan Özelleştirmelere Karşı…

TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI

Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ:

Yangından Mal Kurtarırcasına Yapılan Özelleştirmelere Karşı Kamu Yararını Gözeten Hukuk Mücadelemiz Sürecektir

Yapılmakta Olan Özelleştirmelerde İzlenen Tutum, Ülkemizdeki İdari Yargı Denetimini İşlevsiz Bırakacak Boyutlara Ulaşmıştır

Özelleştirmelere İlişkin Yargı Süreci Tamamlanmadan Yapılan Devirler, TÜPRAŞ Özelleştirmesinde Olduğu Gibi Hukuksal Çözümsüzlüklere Yol Açmaktadır

Bilindiği Gibi Danıştay, TÜPRAŞ’ın Devri Kararından Bir Hafta Sonra, Daha Önce Açılmış Bir Davaya İlişkin Yürütmenin Durdurulması Kararını Vermişti. Benzer Bir Kararın Açmış Olduğumuz Davadan Hareketle ERDEMİR İçin de Verilmesi Olasıdır

ERDEMİR Özelleştirmesine Yönelik İhalenin Onayına İlişkin

Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararının Kamu Yararına ve Hukuka Aykırılıkları Nedeniyle İptali ve Yürütmesinin Durdurulması İstemiyle Odamızın Danıştay’da Dava Açmış Olduğunu Hatırlatırız

Bilindiği üzere; kamu idareleri yürütme fonksiyonunu idari işlemlerle gerçekleştirir. İdarelerin yürütme fonksiyonunu yerine getirirken tesis ettikleri idari işlemlerin yerindeliği ise idari yargı denetimiyle sağlanmaktadır. İdari yargı denetiminin fonksiyonu; keyfi, kamu yararı ve hukuka aykırı işlem tesis edilmesini önlemektir.

Özelleştirmeler; birden fazla İdarenin, birden fazla idari işlemiyle gerçekleşen bir süreci gerektirmektedir. Özelleştirme sürecinde tesis edilen idari işlemlere karşı açılan davalarda, bu süreçte yürütülen idari işlemlerin hukuksal yerindeliği kamu adına denetlenmektedir. Kamu İdarelerinin tesis ettikleri işlemlerin dava konusu yapılarak idari yargı denetimine tabi tutulması halinde, bu denetimin sonuçlandırılmasının beklenmesi “Sorumlu İdare İlkesi”nin bir gereğidir. Kamu İdaresinin yargı sonucunu beklemesi, aynı zamanda tesis ettiği işlemlerin yerindeliğine duyduğu güvenin bir göstergesi olacaktır.

İdari yargı denetimi, idarenin yürütme fonksiyonunu gereği gibi yerine getirmesi önünde bir engel değil, aksine yürütme fonksiyonunun gereği gibi yerine getirilmesinin sağlanmasına hizmet etmektedir. Oysa ki özelleştirmelere karşı açılan davalarda; kamu adına yapılan yargı denetiminin sonucu beklenmeden, tesis edilen işlemlerin yerindeliği yargı kararıyla saptanmadan, yangından mal kaçırırcasına devir işlemleri gerçekleştirilmektedir. Sorumlu İdare İlkesine aykırı olan bu tutum; işlemin yerinde olmadığına ilişkin yargı kararları verilmesiyle, hukuksal sorunları da beraberinde getirmektedir.

Çok yakın bir zamanda; TÜPRAŞ’ın özelleştirilmesine karşı açılan davanın sonucu beklenmeden devir işleminin gerçekleştirildiği, ancak yargıdan yürütmenin durdurulmasına ilişkin bir karar çıktığı herkesçe bilinmektedir. Üstelik “devir işleminin yapılmış olmasının, yargı kararının uygulanmasını imkansız kıldığı” yönünde kamuoyuna yanıltıcı bilgiler de verilmiştir. Ancak bilinmelidir ki bir hukuk devletinde; yargı kararlarının İdarenin işlemleriyle hükümsüz kılınması mümkün olmayıp, İdarenin işlemleri yargı kararlarıyla hükümsüz kılınabilir.

TÜPRAŞ’ın devrine benzer bir durum da dün yaşanmış, Odamızca ERDEMİR özelleştirmesine karşı açılan davaların sonucu beklenmeden ve özelleştirmenin hukuksal yerindeliği denetlenmeden; devir işlemi gerçekleştirilmiştir. Yargıdan, ERDEMİR özelleştirmesinin yerinde olmadığı yönünde bir karar çıkması olasıdır ve bu durumda TÜPRAŞ özelleştirmesinde yaşanan karmaşa yeniden gündeme gelecektir.

ERDEMİR’deki Kamu Payının Özelleştirilmesi Kamu Yararına Aykırıdır ve 4046 Sayılı Kanun Kapsamında Özelleştirilmesi Mümkün Değildir

İdare Hukuku temel ilkelerine göre, her idari işlemde “Kamu Yararı”nın bulunması vazgeçilmez bir koşuldur. Oysa ERDEMİR’in özelleştirmesinde kamu yararı bulunmamaktadır. Kamu yararından yoksun olan bir özelleştirme, özelleştirme sürecinde tesis edilen bütün idari işlemlerin de kamu yararına aykırılığını beraberinde getirmektedir.

Bilindiği gibi ülkemizde özelleştirme uygulamaları 4046 sayılı Yasa kapsamında yürütülmektedir. 4046 sayılı Yasa’nın amacı; “ekonomide verimlilik artışı” ve “kamu giderlerinde azalma sağlamak” olarak ortaya konulmuştur. Dolayısıyla bu Yasa’ya dayanılarak yapılan özelleştirmelerin ve özelleştirmeyi oluşturan tüm idari işlemlerin ‘amaç’ yönünden hukuka uygun olması, genel kamu yararı amacının özel görünümü halini alan bu iki amacın varlığının ortaya konulması ile sağlanabilecektir. Erdemir’deki kamu payının özelleştirilmesi işlemi, genel amaç olan kamu yararına aykırı olduğu gibi; 4046 sayılı Kanun’da öngörülen özel amaca da uygun değildir.

Zira Erdemir’deki mevcut kamu payı, ne ekonomideki verimlilik artışını olumsuz açıdan etkilemekte ne de kamu gideri yaratmaktadır. Aksine bu özelleştirme yeni kamu giderlerinin ortaya çıkmasına neden olacaktır. Ülkenin demir-çeliğe olan ihtiyacının hiç bitmeyeceği düşünüldüğünde; ihale bedelinin bu ihtiyaç bedelini sürekli karşılayacak boyutta olmadığı da ortadadır.

ERDEMİR özelleştirmesinin kamu yararına aykırılığının bir göstergesi de; yeniden oluşturulmasının, ihale bedelinin kat kat üzerinde (7-8 milyar dolarlık) bir yatırım gerektirmesidir.

ERDEMİR’deki Kamu Payının Özelleştirilmesi Anayasa’nın 167. Maddesine Aykırıdır

T.C Anayasası’nın Ekonomik Hükümler” bölümünü düzenleyen, “Piyasaların Denetimi ve Dış Ticaretin Düzenlenmesi” başlıklı 167. maddesinin 1. fıkrası, piyasalarda tekelleşme ve kartelleşmenin olamayacağı, bunu önlemenin de devletin görevi olduğuna hükmetmektedir. Bu hükümde aynı zamanda; piyasaların sağlıklı ve düzenli işlemelerinin sağlanması da devletin görevleri arasında gösterilmiştir. Kamu payının özelleştirilerek ortadan kaldırılmasıyla ERDEMİR, fiilen özel sektör TEKEL’i haline dönüşecektir.

Erdemir Türkiye’nin Göz Bebeğidir

ERDEMİR, sanayinin temel hammaddelerinden olan demir-çelik ihtiyacının karşılanmasında dışa bağımlılığı ortadan kaldırarak, kendi-kendine yeter hale gelebilmek amacıyla kurulmuştur. 1960 sonrası Türkiye’nin sanayileşme ve kalkınma hamlelerini simgeleyen ERDEMİR, Türkiye’deki ortalama performansın çok üzerine çıkmış bir kurum niteliği taşımaktadır. Kamuya yük olmadığı gibi, küresel düzeyde rekabet ederek ayakta kalmayı başarabilecek niteliğe sahiptir. Her geçen gün kapasitesini daha da artıran ERDEMİR, bugün itibarıyla çelik üreticisi 15 AB üyesi ülke arasında 8. sırada yer almasının yanı sıra 2009 yılına kadarki yatırım hedefleriyle Avrupa’nın en üst sırasında yer almaya da adaydır.

Kuruluş sözleşmesi gereği, yarattığı gelirin önemli bir kısmını yeniden yatırıma dönüştürmek zorunda oluşundan dolayı, yatırımların çok düşük olduğu ülkemiz için vazgeçilmez bir konumu da bulunmaktadır 2004 yılında elde ettiği net kâr, satış rakamının neredeyse 3’te 1’i oranındadır. Yani ERDEMİR her 3 yılda bir, satılmasıyla elde edilecek geliri zaten hazineye kazandırmaktadır.

Bütün bu vb. nedenlerden ötürü ERDEMİR özelleştirmesine ilişkin kamu yararını gözeten hukuk mücadelemiz sürecektir.

TMMOB

MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI

Yönetim Kurulu Başkanı

Emin KORAMAZ

Please follow and like us:

Tarih: Mayıs 15, 2018, kategoriler: Basın açıklamaları Yazar: