İş ve Hizmet Makinaları Eki

TMMOB Makina Mühendisleri Odası

Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ’ın

Referans Gazetesi’nin 15 Aralık 2005 Tarihli

İş ve Hizmet Makinaları Eki” İçin

Anadolu Basın Merkezi’ne Yaptığı Açıklama

(01.12.2005)

Makina Mühendisleri Odası’nın Sektöre Yönelik Çalışmaları

Odamız, uzmanlık alanlarıyla ilgili tüm dallarda geliştirici ve iyileştirici çalışmalara katkı ve katılımda bulunmayı önemli görevlerinden biri olarak görmektedir. Bu kapsamdaki Eğitim Merkezlerimiz kanalıyla düzenlediğimiz İş Makinaları Operatör Kurslarında, 2004-2005 yıllarında 20.000 kişi eğitimden geçirilerek belgelendirilmiştir.

Eğitim ve belgelendirme faaliyetleri yanında, sektöre yönelik kaldırma ve iletme makinaları ile basınçlı kapların periyodik kontrol ve bakımları da Odamızca yapmaktadır. Bu faaliyetler, AB uyum mevzuatları çerçevesinde TÜRKAK’a aktedite ettirilmiş ve Odamız 17 Mayıs 2004’te A Tipi Muayene Kuruluşu olmuştur. Bu kapsamda Odamız vinç, mobil vinç, caraskal, forklift, yük ve insan asansörleri, araç kaldırma lifti, teleksi ve teleksiyej, cephe ve cam temizleme liftleri, basınçlı kapların periyodik kontrol ve bakımlarını yapmaktadır. Son 20 ayda 70.000 civarında cihaz ve makinanın periyodik kontrolü Odamızca gerçekleştirilmiştir.

Periyodik yayınlarımızdaki bilimsel-teknik makaleler dışında sektörle ilgili kitap yayın faaliyetimiz de bulunmaktadır. Sempozyum Bildiri kitapları yanı sıra 4 ciltlik “İş Makinaları El Kitabı” (Genel Konular-1, Kaldırma Makinaları-2, Kazıma ve Yükleme Makinaları-3, Kazıma, Serme, Sıkıştırma Makinaları-4) ile “Kaldırma İletme Makinalarında ve Basınçlı Kaplarda Denetimsizlik”, başlıca kitaplarımız arasında yer almaktadır.

Sektörel gereksinimler doğrultusunda 2003 yılında düzenlediğimiz ilk İş Makinaları Sempozyumu’nda, sektörde çalışan mühendis ve kullanıcılar (operatörler) arasında tamir, bakım, onarım vb. çalışmalar da dahil olmak üzere teknik dil birliğinin olmadığı ve bu konudaki boşluk tüm katılımcılarca dile getirilmişti. Odamız çalışma gruplarınca “İş Makinaları Teknik Sözlüğü” hazırlanarak sektörün kullanımına sunulmuştur.

Yine Oda olarak, iş makinaları ile bağları bulunan İş Sağlığı ve Güvenliği, Bakım Mühendisliği ve İletim Teknolojilerine yönelik etkinlikler düzenliyoruz. Bu yıl 29-30 Nisan’da “III. İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi”ni, 11-14 Mayıs’ta “II. Bakım Teknolojileri Kongre ve Sergisi”ni, 27-28 Mayıs’ta ise “II. İletim Teknolojileri Kongresi”ni düzenledik.

29 Eylül-1 Ekim 2005 tarihlerinde İstanbul’da düzenlediğimiz “II. İş Makinaları Sempozyumu ve Sergisi” ile Odamız, tüm tarafları bir araya getirerek, ülkemizde iş makinaları sektörü ile ilgili sorunların tartışılmasını ve yapılması gerekenlerin bir plan dahilinde organize edilmesini hedeflemiş, Sempozyuma sektörel birlik ve dernekler ile firmalar aktif katılım sağlamışlardır.

Sempozyumda iş makinalarına ait sınıflama ve sayısal veriler, iş makinaları sektörünün nicel ve nitel özelikleri, iş makinaları parkı ve oluşumu kriterleri, ikinci el satışları, stok ürünler ve stoklama kriterleri, iş makinaları eğitimi ve eğitim ihtiyacı, iş makinaları mevzuatı, iş makinaları ve çevre ile tünel kazıma, demiryolu yapım makinaları ve özel amaçlı makinalara ait teknik detayları konularında 8 oturumda 31 bildiri sunulmuştur. Ayrıca, “İş Makinaları Sektörünün Sorunları ve Çözüm Önerileri” paneli ile Sempozyumu değerlendirmeye yönelik forumun yanı sıra Türkiye İş Makinaları Anketi yapılmıştır.

Sektörün Genel Durumu ve Temel Sorunları

Ülkemizin ekonomik ve sosyal yaşamında iş makinaları önemli bir yer tutmaktadır. İnşaat, tarım, ormancılık, ağır imalat, taş/kum, mermer işlerinde, yeraltı ve yerüstü madenlerinin işletilmesi ve taşınmasında, su-elektrik, baraj, köprü, iletişim ağları, sınai ve evsel atıklar için alt yapı ve bu altyapı üzerine kurulacak olan yerleşim alanları ile bu alanların içinde bulunan sosyal hizmet ve sanayi yapılarının inşasında iş makinaları, birinci dereceden rol oynamaktadır. İş makinalarının 200 sektörle ilişkili olduğu gözetilince, bu rol daha iyi anlaşılmaktadır.

Ne yazık ki ülkemizde iş makinaları sektörü kararlı bir gelişme çizgisi göstermemektedir. Ulusal bir politikanın eksikliğinden en fazla mağdur olan sektörlerden birisi de iş makinaları sektörüdür.

Devletin de teşviki ile gelişmiş ve ileri teknoloji kullanan ülkelerin ihtiyaç fazlası ve eski makinalarının ithali sonucunda, ülkemiz iş makinaları hurdalığına dönüşmüştür. Ne yazık ki bir çok kamu işletmesi ile özel işletmelerin makina parkları ekonomik ömrünü doldurmuş, işletme maliyetleri yüksek, iş verilemeyen ve atıl vaziyette bekleyen iş makinalarıyla doludur. Ayrıca şu an yalnızca AB ülkelerinde, Türkiye başta olmak üzere, başka ülkelere gönderilmeyi bekleyen 125.000’den fazla 2. el, hurda, kullanılmış, eski iş makinası bulunmaktadır.

İMDER’in tahmini verilerine göre, yaş sınırı 7 yıl olan çalışır makina sayısı Almanya’da 400.000, Fransa’da 330.000, İtalya’da 305.000, Türkiye’de ise 43.500’dür. Bu iş makinalarının 32.340’ının son 10 yılda alındığını belirtmeliyiz. Öte yandan yaş sınırı Türkiye’de fiilen 15 yıla çıkarılarak önemli bir yanlışa düşülmektedir.

Ülkemizde bulunan iş makinalarının sağlıklı bir envanterinin bulunmaması, bu konuda bütünlüklü politika ve öngörülerin oluşturulmasına engel teşkil etmektedir. Bu kapsamda Odamız tarafından bir anket taslağı hazırlanarak pilot çalışma yapılmış ve sonuçları II. İş Makinaları Sempozyumu’na sunulmuştur.

Özellikle yurtdışından ithal edilen makinaların satış sonrası hizmetleri yeterli düzeyde değildir.

Günümüzde basit makinaların yerini hassas ve karmaşık makinalar almaktadır. Bu makinaların işletilmesi giderek kolaylaşmakta, fakat bunların sağlıklı ve ekonomik çalışabilmeleri için gerekli bakım-onarım-yedek parça sorunlarının çözümlenmesi daha bilinçli ve sistemli bir çabayı zorunlu kılmaktadır.

İş makinaları üretimi yapan firmaların büyük bir kısmında yeterli düzeyde mühendis ve uzman eleman çalıştırılmamakta, firma içi eğitimlere gereken önem verilmemektedir. Sektörümüzün teknolojik düzeyi düşüktür. Yüksek katma değerli malların ihracat içindeki oranı %5’i bulmamaktadır. AR-GE harcamaları şirket cirolarının % 0,5’ini aşmamaktadır.

Oysaki küresel rekabette ayakta kalabilmek için AR-GE alt yapısının oluşturulması, yeni ürün geliştirme faaliyetlerini yürütecek Mühendislik Birimlerinin kurulması bir zorunluluktur.

Çözüm Önerileri

  • Ülkemizin ikinci el iş makinaları hurdalığına dönüşmemesi, yerli imalat ve buna bağlı olarak yan sanayinin güçlendirilmesi için devletin uyguladığı teşvik politikaları gözden geçirilmeli, ülkemizde rekabet gücü yüksek ve istihdama yönelik politikalar teşvik edilmelidir.

  • Ülkemizde bulunan iş makinalarının sağlıklı bir envanteri bulunmamaktadır. Özel sektör ve kamu sektörünün ayrı ayrı olmak üzere iş makinaları envanteri çıkarılmalı, bu envanter için önce temel kıstaslar belirlenmeli ve bu kıstaslara göre çalışma yapılmalıdır. Bunun için de; Makina Mühendisleri Odası tarafından çalışması yapılan ve sektörün önünü açacak olan anket çalışmamız bir başlangıç niteliğinde kabul edilmeli, konunun taraflarınca da sahiplenilerek geliştirilmeli ve sonuçlandırılmalıdır. Yapılacak olan bu envanter çalışmasına yedek parça stokları da dahil edilmelidir.

  • İş makinaları sektöründe yeni ürün geliştirme faaliyetlerini yürütecek Mühendislik Birimlerinin yetersiz olduğu, büyük bir kısmında mühendis ve uzman eleman çalıştırılmadığı, akademik projelerin yetersiz olduğu, ileri teknoloji kullanılmadığı, kalite ve standartlara uyum sağlanmadığı, konusunda iyi eğitim almış, işgücü istihdamını sağlayacak hizmet içi eğitimin önemsenmediği görülmektedir. İş makinaları üretimi yapan firmaların büyük bir kısmının KOBİ olduğu gerçeğinden hareket ederek; yeni ürün geliştirme faaliyetlerini yürütecek mühendislerin istihdamını sağlayacak tedbirler alınmalı ve yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

  • Her sektörde olduğu gibi iş makinaları sektöründe de İş Sağlığı ve Güvenliğine yönelik gerekli tedbirler yeterince alınmadığı için her gün onlarca iş kazası ve meslek hastalıklarıyla karşılaşılmaktadır. Gelişen teknolojiye bağlı olarak meslek hastalıklarını önleyici ve iş güvenliğini sağlayıcı gerekli tedbirler mutlaka alınmalı, iş yerlerinde İş Güvenliği Mühendisi bulundurulması için gerekli yasal düzenlemeler ülke koşulları göz önüne alınarak yapılmalı ve denetlenmelidir.

  • Çevre kirliliğini önlemek ve farklı uygulamaları ortadan kaldırmak için Oda-Sektör-Üniversite işbirliğiyle, ilgili birimlerin katıldığı ortak bir platform oluşturulmalı, konuya ilişkin çözüm önerileri geliştirmeli, yasal mevzuatlar günümüz koşullarına uygun hale getirilmeli ve takip edilmelidir.

  • Sektörde katma değer, AR-GE ile yaratılmaktadır. Bunun için de firmaların uluslararası rekabet gücü kazanmaları gerekmektedir. AR-GE faaliyetlerinin gelişmesine olanak sağlamak, teknolojik etkileşimi sağlamak, üniversitelerin Makina Mühendisliği bölümlerine bağlı araştırma ve laboratuvar birimleri ile endüstriyel tasarım ve analiz çalışmalarından yararlanmak için Oda-Üniversite–Sanayi işbirliği kurulmalı ve geliştirilmelidir.

  • Firmalarda teknik donanımlı işgücünün yanı sıra, ulusal ve uluslararası mevzuatı (kambiyo, gümrük, dış ticaret vb.) bilen, ürünlerini tanıtan ve pazarlayan nitelikli işgücünün istihdamı için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.

  • Sektörde kullanma, bakım ve tamir işlerinde eğitimsiz, vasıfsız personel kullanan, eğitimin bir angarya, bir külfet olarak görülmesi anlayışı aşılmalı; eğitimli, vasıflı ve Oda-Sektör işbirliği ile eğitimi ön plana alan ve sürekliliği sağlanacak çalışmalar planlanmalıdır. Eğitimin kalitesi açısından yasal kurumlar dışında gelişigüzel verilen eğitimler önlenmelidir.

  • Ülke genelinde satış sonrası hizmetler, yaygın servis ağları kurularak verilmeli, bu hizmetlerde makina mühendisi istihdamını sağlayan gerekli tedbirler alınmalıdır.

  • İş makinalarının tescili konusunda Makina Mühendisleri Odası’nın faaliyetleri arasına giren konularda görevlendirilecek bilirkişilerin seçiminde; Oda tarafından eğitilerek belgelendirilmiş uzman üyelerden yararlanılmalı, bilirkişinin MMO’dan istenmesi konusunda gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

  • Planlama geleneğinin kaldırılması ile iş makinaları sektöründe; makina parkının yeterince oluşturulmaması, zamanında yenilenmemesi, yedek parça stokunun doğru olarak belirlenmemesi ve hatalı personel politikalarından dolayı planlama yapılamamaktadır. Sektör, planlama geleneğini sağlayacak gerekli çalışmaları ve tedbirleri mutlaka almalıdır.

  • İş Makinaları sektöründe; satış sonrası hizmetler yeterli düzeyde değildir. Satış sonrası hizmetler, ülke genelinde yaygın servis ağları kurularak verilmeli, satış sonrası servis hizmetlerinde makina mühendisi istihdamını sağlayacak bilinç oluşturulmalı ve tedbirler alınmalıdır.

  • Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nca Makina Teknik Komitesi ve Araç Teknik Komitesi gibi meslek disiplinimizi çok yakından ilgilendiren komisyonlarda, diğer tarafların yanı sıra Makina Mühendisleri Odası’nın da yer alması mutlaka sağlanmalıdır.

  • İş makinaları sektöründe işletme giderlerinin azaltılması ve makina verimliliğinin artırılması amacıyla; atölye, ikmal, etüt, eğitim ve işletme hizmetlerini planlayıcı gerekli tedbirler alınmalıdır.

Please follow and like us:

Tarih: Mayıs 15, 2018, kategoriler: Basın açıklamaları Yazar: